Çevrimiçi düzenlenen Toç Bir-Sen Teşkilat Buluşmalarının bu haftaki konuğu Doğu Türkistan Maarif Cemiyeti ve Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği Başkanı Hidayet Oğuzhan oldu.
Toplantıya; Toç Bir-Sen Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Şube ve İl Başkanları, Kadınlar ve Engelliler Komisyonu Başkanları, Toç Bir-Sen Akademi’nin gençleri katılım sağladı.
Hidayet Oğuzhan’ın konuşmacı olarak katıldığı programda Doğu Türkistan’daki esaretin ve zulmün gerçek yüzü birkez daha tüm vahşetiyle gözler önüne serildi.
İşgalci Çin’in, Doğu Türkistan’da; kardeşlerimize uyguladığı soykırımı, zulmü ve insanlık dışı dayatmaları anlatan Oğuzhan Uygur Türklerinin, baskı ve zulümler dolayısıyla gelenek, görenek, din ve medeniyet kavramlarını kaybetmiş durumda olduklarını kaydetti.
“Çin, Karşı İnsanlık Onurunu Ayaklar Altına Alan Zulümlerine Devam Ediyor”
Oğuzhan "Çin Halk Cumhuriyeti, işgal altında tuttuğu Doğu Türkistan'da kardeşlerimize yönelik mezalimi her geçen gün artırarak kardeşlerimize karşı insanlık onurunu ayaklar altına alan zulümlerine devam ediyor. Doğu Türkistan Bölgesinde yaşayan Müslümanlar yalnızca Müslüman oldukları için akla hayale sığmaz işkencelere maruz kalıyor.
Komünist Çin, Doğu Türkistan'da nüfus kontrolü adı altında tutmak, halkımızı zorla Çinlileştirmek için de baskı ve zorlamalar yapmaktadır. Doğu Türkistan nüfusunun azaltılması amacıyla sözde aile planlama projesi çerçevesinde, yiyeceğimize, içeceğimize kattıkları ilaçlarla kısırlaştırmalar yaparak, ikiden fazla çocuk yasağı getirerek Türk nüfusunun artışını engellemekte, zorla kürtaj uygulaması yapmaktadır”.
İlim tahsil etmelerinin ellerinden alındığını ve ibadetlerini yerine getirmelerine izin verilmediğini kaydeden Oğuzhan, “Kominist Çin, Doğu Türkistan’da hiç medrese bırakmadı. Dışarıdan gelen misafirlere göstermelik olarak sadece Urumçi’de bir medrese kaldı. Ülkedeki camilerin yarısı yıkıldı yarısı da kapatılarak eğlence mekanına dönüştürüldü” dedi.
“Doğu Türkistan’da Bir Milletin Yok Edilmemesi Öncelikli Meselemizdir”
Çin'in Doğu Türkistan'da sözde 'ıslah ve eğitim kampları' adındaki Nazi kamplarında yaptıkları uygulamaların 21'inci yüzyılın modern Nazi soykırımı olduğunu kanıtlamaktadır” diyen Oğuzhan Çin'in, Doğu Türkistan'da uygulamaya soktuğu sözde 'ıslah-eğitim kampı' adı altındaki Nazi kamplarına hapsettiği Müslümanlara dini ve milli değerlerini terk etmeye, Çince konuşma, komünist düşünceleri benimsemeye, dinsizleşme, asimilasyon ve mankurtlaşmaya zorladığını da sözlerine ekledi.
Türkiye’ye ve Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarına Doğu Türkistan davasına sahip çıktıkları ve destek oldukları için de teşekkür Oğuzhan, son olarak şu ifadeleri kullandı: “Şu an Doğu Türkistan’da bir milletin yok edilmemesi öncelikli meselemizdir, bir millet toplama kamplarında yok ediliyorsa bu vahşet el birliğiyle durdurulmalıdır. Böyle giderse Doğu Türkistan’da Uygur diye bir millet fiilen kalmayacak.
Türkiye Doğu Türkistan ve ümmet için çok önemli. Bu yük Türkiye’nin omuzlarına yükleniyor. Umudumuz bu soykırımın sona ermesi. Bu noktada Hilalin bir ucu Doğu Türkistan bir ucu Anadolu’dur, Türkiye’dir.”
“Doğu Türkistan bizim kanayan yaramızdır”
Hidayet Oğuzhan’ın konuşmasının ardından konuşan Toç Bir-Sen Genel Sekreteri Sabri Kızılkaya da Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize sahip çıkmanın sadece Müslümanların değil tüm insanlığın şeref ve onur meselesi olduğunu belirterek; “Doğu Türkistan bizim kanayan yaramızdır. Öncelikle Doğu Türkistan'da yaşanan insanlık dışı zulmü, esareti ve baskıyı tüm gerçekliğiyle teşkilat mensuplarımızla paylaşan Hidayet Oğuzhan’a teşekkür ediyorum. Bugün biz Müslümanlara düşen Peygamber Efendimizin (sav) ‘in buyurduğu gibi; “İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle ona karşı buğzetsin” diyor. Müslümanlar olarak bu Hadis-i Şerif’e uygun olarak davranmak zorundayız Tabii burada 40 milyona yakın soydaşımız Müslüman kardeşimiz insanlık zeminin kaybolduğu bir ortamda neredeyse yok olma durumuna getirilmiş. Bu noktada bizler de Toç Bir-Sen ailesi olarak bu şuurla Doğu Türkistan’ın, Doğu Türkistan’da zulüm altındaki kardeşlerimizin sesi olmaya gayret edeceğiz” dedi.