TOÇ BİR-SEN ELAZIĞ ŞUBE BAŞKANLIĞI İFTARITOÇ BİR-SEN Elazığ Şube ..
01 Ocak 1970 Perşembe 02:00TOÇ BİR-SEN ELAZIĞ ŞUBE BAŞKANLIĞI İFTARI
TOÇ BİR-SEN Elazığ Şube Başkanlığının yaptığı iftar programı büyük katılımla yapıldı.
TOÇ BİR-SEN Genel Merkezini temsilen İftara katılan Genel Mevzuat ve Dış İlişkiler Sekreteri Aziz Oğuzhan KARAMAN bir selamlama konuşması yaptı.
Daha sonra Elazığ Şube Başkanı İbrahim YEŞİLORMAN İftara katılanlara hitaben;
"Sayın kurum amirleri, sendikamızın çok kıymetli üyeleri, değerli misafirler, basınımızın güzide elemanları. Memur-Sene bağlı kısa adı Toç Bir-Sen olan Tarım Orman Çalışanları Birliği Sendikası Elazığ-Bingöl-Tunceli İlleri 8 Nolu Şubesinin tanışma kaynaşma ve dayanışma amaçlı bu iftar programına teşriflerinizden dolayı hepinize hoş geldiniz diyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Yüce ve yegâne yaratıcının feyzinin, bereketinin, af ve mağfiretinin yağmur gibi yağdığı bu mübarek ayda bizleri lütfüyle bir araya getirdiği için Rabbimize hamdediyorum, şükrediyorum.
Bilindiği gibi sendikalar hak arama, hakkı üstün tutma, çözüm üretme mücadelesinde toplumun etkin sivil kuruluşlarıdır. Düşünen, fikir üreten, ileriyi gören medeni insanlar haklarını elde etmek ve topluma yön vermek amacıyla bu sivil kuruluşlar etrafında toplanırlar.
Hakkını savunamayanlar hakkıyla beraber izzetini de kaybederler. Sendikal mücadele uzun soluklu bir iştir. Fidan dikilmeden meyve alınmaz. Bedel ödenmeden mücadele verilmeden hiçbir hak alınmamış ve alınmayacaktır.
Sendikalarımız ülke sorunları üzerinde özgürce düşünce üreten, karar mekanizmalarına katılan, politikalara yönelik teklifler ortaya koyan sosyal olgular olarak değil ülkeyi yönetme ya da patronluk etme iddiasında olanların müsaadesi ile kurulduğu için; müsaade edenler hakları almayı kısıtlamayı da ihmal etmemişlerdir. Toplu görüşme ve grev hakkı olmazsa olmazımızdır. Çünkü toplu sözleşme ile sadece insanların gelirlerini arttırmayı değil ülkedeki gelirlerin ve katma değerlerin, toplam gelirin adil paylaşımını da amaçlıyoruz.
Medeni ülkelerde darbeler, çeteleşmeler, kuvvetler ayrılığı gereği yasama, yargı ve yürütme erklerinin üstünde baskın TSK erki olmamalı, ülkenin güvenliğinden sorumlu en üst kademeler çeteleşmelere malzeme olmamalı.
İhtilal anayasası ile bir yere varılmayacağı sürecini gördük ve yaşadık. Vesayet anayasaları problemleriz çözmedi bilakis arttırdı. Geride bir sürü problem, gözyaşı, ah ve enin bıraktı. Kurtarıcılar istemiyoruz. Kendi meselemizi aklın, bilginin, sağduyunun ışığında kendimiz halletmeliyiz. Dünya savaşlarında yerle bir olan Japonya, Almanya örnekleri ortadır. Biz ise Osmanlı gibi bir imparatorluğun mirasına konmuş bir ülke olmamıza rağmen memurumuzun maaşını ödemek için borç alır duruma düşürülmüşüz.
Bir an evvel özgürlükleri genişleten, düşünce ve fikirlerin önünü açan, adil ve sivil anayasanın çıkmasını istiyoruz. Bu millet ayıplı bu anayasadan bir an evvel kurtarılmalı, halkı potansiyel suçlu görme alışkanlığından vazgeçmeli, halkımıza güvenmeli ve düşüncelerine saygılı olmalıyız. İhtilal ürünü YÖKün lağvedilmesini, MGKnın Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Milli Savunma Bakanlığına bağlanmasını, Hakimler ve Savcılar Kurulunun da yapı ve yetkisinin değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Milletin temsilcisi meclisin üzerinde bir anlayışın olmaması gereğine inanıyoruz. Partileri millet kurar millet kapatır diye düşünüyoruz.
Sabrınızı taşırmak istemiyorum. Teşrif ve dinleme nezaketinizden dolayı hepinize teşekkür ediyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum."