Toç Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk, Akit TV’de canlı yayında önemli açıklama ve değerlendirmelerde bulundu.
Öztürk Akit Tv Ankara Haber Müdürü Sami Dadağlıoğlu'nun canlı yayın konuğu olduğu programda, Tarım-Ormancılık hizmet kolundaki taleplerini dile getirdi, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sözleşmeli İstihdama Bakışımız, Mücadelemiz Çok Net: Güvenceli İstihdam
Öztürk programda ilk olarak sözleşmeli personelin sorunlarına değinerek sözleşmeli istihdam modelinin Anayasa’nın eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığını, çalışma barışını bozduğunu kaydetti.
“Memur-Sen olarak verdiğimiz mücadeleler sonrasında; 657 sayılı Kanunun 4/C maddesi yürürlükten kaldırıldı. Fakat 4/C’den kurtulan personelin sorunları tam olarak çözülemedi” diyen Öztürk; “Bugün kamuda yaklaşık 400 bin sözleşmeli personel bulunmakta ve 39 çeşit sözleşmeli türü var yani 39 grubun her birinin de kendi mevzuatı var. Aynı iş yerinde çalışma arkadaşlarınızla yan yana çalışıyor, aynı işi yapıyor lakin çok farklı değerlendirmelerle, farklı sosyal ve özlük haklarla karşılaşıyorsunuz.
İnsan ve emek odaklı bir sendikal hareket olarak bizim sözleşmeli istihdama bakışımız da, tavrımız da bu konudaki mücadelemiz de çok net: Güvenceli istihdam
Kamudaki sözleşmeliler arasında çoğu sosyal olmak üzere 20’den fazla sosyal ve özlük hak farklılığı var. Sözleşmeli personellerin kademe ve derece yükselmesi yok, Sözleşme süresi mali yıl ile sınırlı ve sözleşmesinin yenilenmemesi söz konusu, bazı belediyelerde yenilenmedi, insanlar işlerinden oldu. Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarına girerek yükselmeleri ne yazık ki mümkün değil, Aylıksız izinlerden, yer değiştirme haklarından yararlanamıyorlar. Oysaki Devlette çalışma esası 4/A’dır, yani kadroludur. Anayasamızın temel ilkelerinden biri olan eşitlik ilkesiyle de asla bağdaşmayan, mevzuat ve kamu yönetiminden kaynaklanan bu durum, hem insani hem de vicdani olarak büyük bir kargaşaya, haksızlığa neden olmaktadır. Bizler Memur-Sen ve Toç Bir-Sen olarak örgütlü gücümüzle, sözleşmeli arkadaşlarımızın her platformda sesi olmaya, kadro hakkını haykırmaya ve bu haklı talebimiz karşılık bulana kadar da mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Genel Başkan Öztürk programda ayrıntılı olarak; Tarım ve Orman Çalışanlarına özgü, unvan veya sınıf ayrımı olmaksızın tüm çalışanları kapsayacak şiddeti önlemeye yönelik yasal düzenlemenin yapılması, kontrol hizmetlerinde ilave ödemenin kapsamının genişletilmesi, Orman Muhafaza Memurlarının teknik hizmetler sınıfına dâhil edilmesi, fiili hizmet süresi zammının verilmesi, bakanlığın ihtiyaç duyduğu birimlere, ihtiyaç duyulan meslek ve unvanlarda alımların yapılarak hem iş yükünün azaltılması hem de gençlerin istihdam edilmesi gibi konularda taleplerini ve buna ilişkin sendikal çalışmalarını paylaştı.
“BU SÜREÇTE YETERLİ, TEMİZ, SAĞLIKLI GIDAYA ERİŞEBİLMENİN NE BÜYÜK NİMET OLDUĞUNU GÖRDÜK”
Genel Başkan Öztürk, Akit TV Ankara Haber Müdürü Dadağlıoğlu'nun, pandeminin tarım ve orman çalışanlarına ve bu sektöre ilişkin yansımalarının neler olduğu sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Bu süreçte gıda sektörü dışındaki hemen hemen tüm sektörler dijitalleşmek zorunda kaldı. Virüsün tüm dünyayı mecbur ettiği en büyük alışkanlık bizi dijital dünyanın içinde bir yaşam kurmaya itti. Zor bir yıl geçirdik. Ve bu süreç hala devam ediyor. Yeni bir dünya düzeni kuruyorlar. Burada önemli olan soru şu: Yeni Dünya düzeninde biz neredeyiz? Neler yapmalıyız? Neler yapıyoruz? Hazırlanıyor muyuz? Tüm yetkililer, bizler, bulundukları görev alanları içerisinde sorumluluk sahibi olan kişiler bu soruyu kendine sormakla mükelleftir. İnşallah ülke ve millet olarak süreci iyi okur, ona göre mücadelemizi ve yol haritamızı belirlersek ülke ve millet olarak kazançlı çıkarız. Bu pandemi süreci; aslında hayatımız için çok önemli olan konuların, nedenli önemli olduğunu gösterdi, yeniden öğretti. Öncelikle yeterli, temiz, sağlıklı gıdaya erişebilmenin ne büyük nimet olduğunu gördük. Pandemi’nin başladığı ilk günlerde Amerika başta olmak üzere geçmiş birçok ülkede insanlar marketleri boşalttı. Öyle ki bazı insanlar raflarda gıda ve hijyen malzemesi bulamadı. Birçok ülke gıda güvencesi kaygısıyla gıda ihracatına kısıtlama getirdi.
Ülkemiz açısından bu süreci değerlendirdiğimizde diğer ülkelere göre daha efektif bir mücadele yürütüldü. Bakanlığımız, bakanlık çalışanlarımız, çiftçilerimiz, üreticilerimiz; insanların yeterli, temiz ve güvenilir bir gıdaya kolaylıkla ulaşması için büyük bir özveri ile çalıştı. Emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Tarım Orman Bakanımız Bekir Bey başta olmak üzere ilgili tüm yetkililer bu farkındalığı sürekli ortaya koydular ve bu konuda gayret ettiler. Mesele bundan sonrası; aynı kararlılıkla ve daha çok çalışarak insanlık için çok stratejik olan gıdanın erişebilirliği konusunda sıkıntı yaşanmaması için daha çok üretmeliyiz” dedi.