İsraf, Menfaat Çatışmaları ve Adaletsiz Paylaşım Gıda Krizini Derinleştiriyor

16 Ekim 2020 Cuma 15:51
İsraf, Menfaat Çatışmaları ve Adaletsiz Paylaşım  Gıda Krizini Derinleştiriyor

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Toç Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk, dünyada kronik açlık çeken insan sayısının her geçen gün arttığını belirtti.

Toç Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk; Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından bu yıl "Büyütelim, Besleyelim; Hep Birlikte Sürdürelim" temasıyla kutlanacak olan 16 Ekim Dünya Gıda Günü’ne ilişkin yaptığı açıklamada israf, menfaat çatışmaları ve adaletsiz paylaşımının neden olduğu açlığa dikkat çekti.

Öztürk açıklamasında, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 9'unun yeterli ölçüde beslenemediğinin de altını çizerek BM’nin raporlarına göre son beş yılda, milyonlarca insanın kronik olarak yetersiz beslenenlerin saflarına katıldığını ve dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin de kötü beslenmenin doğurduğu sonuçlarla mücadele ettiğini vurguladı.

“İsraf Edilen 1.3 Milyar Ton Gıda Açlık Sorununa Çare Olacakken Çöpe Gidiyor”

Dünyada bir tarafta 800 milyondan fazla insan açlıkla mücadele ederken diğer tarafta ise israfın korkunç boyutlara ulaştığını söyleyen Genel Başkan Öztürk; “Dünyanın bir yanı açlık ve yoksulluk içinde kıvranırken diğer yanda israfın önlenemeyerek ciddi boyutlara ulaşıyor olması çok büyük bir ikilemdir.

Öyle ki bugün dünyada gıdaların üretiminden tüketimine kadar geçirmiş oldukları süreçte yaklaşık üçte biri israf ediliyor. Maalesef israf edilen 1.3 milyar ton gıda, tüm insanlığın açlık sorununa çare olacakken çöpe atılıyor. Yani insanoğlunun bilinçsizliği, israfı, açgözlülüğü, eşitsizlikler, ülkeler arası menfaat çatışmaları, küresel iklim değişikliğine bağlı olarak artan kuraklık ve adaletsiz paylaşım gibi sıralayabileceğimiz birçok etken nedeniyle yeterli ve güvenilir gıdaya ulaşım her geçen gün daha da zorlaşıyor.

Bu tablo gösteriyor ki, açlıkla mücadelede en önemli unsur toplumların gıda tüketimi ve israf konularında bilinçlendirilmesi, toprağa ve suya sahip çıkılması, doğru sanayileşme ve dünya kaynaklarının adil dağıtılmasıdır. Dünyada ortaya çıkan bu adaletsiz paylaşım nedeniyle bir tarafta 800 milyondan fazla insan açlıktan uyuyamazken diğer tarafta 500 milyondan fazla insan obezitenin getirdiği sağlık sorunlarıyla mücadele etmektedir.

FAO tarafından bu yıl için belirlenen "Büyütelim, Besleyelim; Hep Birlikte Sürdürelim" temasına uygun olarak, tüm insanlığın yeterli ve dengeli besleneceği güvenilir gıdaya erişimini sağlamak için üreticiler, tüketiciler, Sivil Toplum Kuruluşları ve kamu otoritesi hep birlikte hareket etmelidir. Üretimin sürdürülebilirliğinin sağlanması için çok yıllık programlar hazırlanmalı, kaynaklar doğru kullanılmalı, ekilecek bir avuç toprak bile boş bırakılmamalı, gıdaların üretiminden tüketimine kadar geçen safhalarda israfın minimize edilmesi için her türlü tedbir alınmalı, bu konuda toplumsal bilinç ve duyarlılık oluşturulmalıdır” dedi.

“Helal ve Tayyib Ürünler Üretmeli ve Tüketmeliyiz”

Aynı zamanda Dünya Helal Vakfı Kurucular Kurulu üyesi de olan Öztürk; “Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de bizlere “Allah’ın size tayyib ve helal olarak verdiği rızıklardan yiyin” diye emrediyor. Bizler de bu emri rehber edinerek helal ve tayyib yani temiz ürünler üretmeli ve tüketmeliyiz.

Kovid-19 salgını nedeniyle yaşadığımız bu zorlu süreçler de güvenilir, helal ve tayyib gıdanın insan hayatında ne denli önemli ve öncü unsur olduğunu gözler önüne serdi. Bir kez daha gördük ki helal ve tayyib ürünler meselesi sadece Müslümanların değil bütün insanlığın meselesidir. Bu noktada gıdaların güvenli, sağlıklı, helal, tayyib ve herkes tarafından yeterli miktarda ulaşılabilirliğinin sağlanması insanlığın ortak ve en önemli görevidir” dedi.

Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolunun Yetkili Sendikası Toç Bir-Sen olarak sorumluluk bilinciyle diğer STK’lar ile işbirliği içinde ortak çalışmalar yürüttüklerini ve bu faaliyetlerini de her geçen gün artırarak sürdürdüklerini dile getiren Öztürk, insanların açlığa mahkum edilmediği ve açlıktan ölmedikleri, herkesin yeterli miktarda güvenilir gıdaya ulaşabildiği, kaynaklarının doğru kullanıldığı ve adil bir şekilde dağıtıldığı bir dünya hedefi ile çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.