Memur-Sen ve OSTİM Teknik Üniversitesi tarafından bu yıl ilki düzenlenen ve “Yeni Bir Güç Birliği Arayışı” başlığı ile düzenlenen Kamu Yönetimi ve Kalkınma Kongresi Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Faik Yavuz, OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek ve Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Aydın’ın yaptığı konuşmalarla başladı.
Pandemi nedeniyle online olarak video konferans ile gerçekleştirilecek ve kalkınmanın üç temel ayağı olan kamu, özel sektör ve akademi arasındaki iş birliğinin bugünü ve yarınını ele alınacağı, daha güçlü ve etkili yeni iş birliği yöntemleri müzakere edileceği ve 2 gün sürecek olan kongre protokol konuşmaları ile başladı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk: Ekonomik Kalkınma, Sosyal Kalkınma ve İnsani Gelişme İle Birlikte Daha Anlamlı Hale Geliyor
Kongrenin açılış oturumunda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kalkınma yolunda güçlü işbirliğinin önemini gösteren bir kongreyi düzenledikleri için Memur-Sen ve OSTİM Teknik Üniversitesi’ne teşekkür ederek başladığı konuşmasında “Bugün ülkemizin kalkınması ve kalkınmasında kamu yönetimin rolüne dair önemli bir kongreyi gerçekleştiriyoruz. Memur-Sen ve OSTİM Teknik Üniversitesi’ne ülkemizin kalkınma yolunda attıkları bu güzel adım için teşekkür ediyor kongrenin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Daha güçlü bir Türkiye için daha çok çalışmak daha çok istihdam yaratmak ve daha çok üretmek gerektiğini söyleyen Bakan Selçuk, “Ekonomik kalkınmanın tek başına yeterli olmadığını bugün biliyoruz. Ekonomik kalkınma ancak sosyal kalkınma eşlik ederse, insani gelişme onunla entegre bir şekilde büyürse bir anlamı oluyor. BM raporları da bize bunu söylüyor. Ülkemizde de çok yönlü kalkınma perspektifi ile her alanda gelişmişlik seviyemizi 18 yıl boyunca arttırdık” diye konuştu.
Türkiye’nin kalkınma geçmişinde kalkınma planlarının önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Selçuk, “Beşer yıllık dönemleri kapsayan kalkınma planları uygulanıyordu. Bu planların önemi aslında yüzlerce uzman akademisyen birçok sosyal tarafın birikimini birleştiriyor. Bu kongre de bu birikimin birleştiği organizasyonlar birisi olması nedeniyle önemli” şeklinde konuştu.
Covid salgınının ekonomik kalkınma ile sosyal kalkınma bağının kuvvetlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Selçuk, kalkınma hedeflerinin çok yönlü bir işbirliği ile gerçekleştirilebileceğinin de altını çizdi.
Kalkınma hedeflerinin konuşulduğu bir dönemde yeni iş arayışları ve istihdam türlerinin de ortaya çıkacağını söyleyen Selçuk, “Bu noktada işin geleceğini de konuşmamız gerekiyor. Kamu yönetiminde de çok önemli bir konu bu. Ülkemiz de teknolojik değişim anlamında en çok etkilenen ve bu dönüşümü hızlı bir şekilde sağlaması gereken ülkelerin başında geliyoruz. Bu nedenle çocuklarımıza yeni beceriler kazandırarak geleceğe hazırlamak durumundayız. Mesleki eğitim nitelikli iş gücü yaratmak konusunda hızlı adım atmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank: Türkiye’nin Kalkınmasında Kamu, Özel Sektör ve Akademinin Birlikte Hareket Etmesi Önemli Rol Oynuyor
Kongrenin açılışında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise Memur-Sen ve OSTİM Teknik Üniversitesi ile giriştiği bu vizyoner adımın yeni perspektifler kazandıracağına yürekten inandığını söyleyerek “Türkiye’nin topyekun kalkınmasında kamu özel sektör ve akademinin birlikte hareket etmesi çok önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle kongrenin sonuçlarını dikkatli bir şekilde inceleyeceğiz” diye konuştu.
Kalkınma farklılıklarının gelir ve servet dağılımda ciddi farklar yarattığını söyleyen Bakan Varank, Dünyada insanların ciddi bölümü açlık ve yoksullukla mücadele ettiğini belirterek “En zenginle en fakir arasındaki gelir makası günden güne açılıyor. Dünyadaki en zengin 26 kişinin serveti dünyadaki nüfusun neredeyse yarısının gelirine eşit. Bu durumun temel nedenlerinde baktığımızda; birimin, teknolojinin ve yenilik yapma kabiliyetinin birkaç ülke veya şirketin elinde toplanması; yetişmiş insan kaynağı, güçlü sermaye birikimi ve kurumsal kapasitenin birikmişliği gibi faktörler ilk başta sayabileceğimiz nedenlerdir” dedi.
Kalkınma kavramının çok yönlü olduğunu vurgulayan Varank, kalkınmanın yalnızca ekonomik yönden değil sosyolojik hatta psikolojik olarak ele alınması gerektiğini söyleyerek “Bu nedenle sürdürülebilir kalkınma hedefleri pek çok alanı aynı çatı altında birleştiriyor. Tabi bu geniş perspektif beraberinde kalkınma paydaşlarının çeşitliliğini de getiriyor. Kamu kurumları kadar özel sektör üniversiteler ve sivil toplum da bu kalkınmanın paydaşları arasında. Paydaşları doğru yönlendirmek kamu otoritesinin iradesindedir. Bu üç yapının ortak çalışması kalkınmanın kalitesini oluşturur” şeklinde konuştu.
Kalkınmada insana kaynağı ve girişimciliğin üstlendiği görevin farkında olduklarını belirten Varan, özellikle gençlerdeki teknoloji üretme becerilerini desteklediklerini ifade ederek kalkınma programlarına ilişkin atılan adımları anlattı.
Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: Kalkınmış Bir Türkiye’nin Yolu Üçlü İşbirliğini Güçlendirmekten Geçiyoruz
Kalkınmada yönetişim, satın alma politikaları, dijital dönüşüm, insan kaynaklarının rolünün de tartışılacağı ve konuyla ilgili sunumların gerçekleştirileceği Kongre’nin açılışında konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, kongrenin Türkiye’nin kalkınmasında önemli etkisi olan bir perspektifi ele alması nedeniyle önemsediğini belirterek kongrenin hayırlı olmasını temenni etti.
Türkiye’nin çok yönlü kalkınma hedeflerinde tüm kesimlere görev düştüğünü vurgulayan Yalçın, Türkiye’nin önündeki kalkınma hedeflerini tutturacak ve inovatif kalkınmayı sağlayacak ekosistemin üç bileşeninin bilimsel bilginin üretildiği üniversiteler, üretilen bilgiyi teknolojiye ve ürüne dönüştüren özel sektör ve düzenleyici, teşvik edici, kolaylaştırıcı rolüyle kamu olduğunu söyledi.
Memur-Sen ve Ostim Teknik Üniversitesi olarak; bu iş ve güç birliği mekanizmasına katkı sağlamak, mevcut durumu masaya yatırıp iş birliğini daha ileriye taşıyacak fikirleri bir araya getirmek için düzenledikleri kongrenin kalkınma hedeflerinde önemli etkisi olacağını belirtti.
Yalçın, özellikle milli bir sanayinin pandemi döneminde daha da önemli hale geldiğini ifade ederek, “Pandeminin ilk zamanlarında tıbbi cihaz ve malzeme konusunda dünyanın yaşadığı sıkıntılara karşın biz büyük bir toplumsal dayanışma ile atlattık. Özel sektör ve kamu işbirliğiyle ürettiğimiz solunum cihazları sadece bize değil bütün dünyaya nefes oldu. Teknolojiyi elinde tutan ve bu avantajı diğer ülkelere baskı ve şantaj nesnesine dönüştüren emperyal akla karşı, hammaddeden fikre, teknolojik alt yapıdan mamul ürüne kadar çok yönlü, bağımsız ve kesintisiz bir stratejik üretimi geliştirmek zorundayız” diye konuştu.
Dünyanın mücadele etmekle uğraştığı salgının önemli göstergeleri olduğunu ve yeni fırsatlar doğurduğunun altını çizen Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, “Yaşadığımız zorlu şartlar gösteriyor ki; hayati önemdeki stratejik ürünlerin başka bir ülkeye bağımlı olmadan üretilebilmesi, stratejik alanlarda temelin sağlam olması, teknolojik ve sınai bağımsızlık bir beka meselesidir. Bunu başarmanın birinci koşulu ise; çok katmanlı istişareler yapmaktan, başarılı planlamalar hazırlamaktan, bütün kesimlerle iş ve güç birliği tesis etmekten geçiyor” şeklinde konuştu.
Sürdürülebilir kalkınmada kamu görevlileri her aşamada kritik görevler üstlendiğinin altını çizen Yalçın, uzun vadede master planlar yapacak, stratejik hedefleri belirleyebilecek yegâne organizasyonun kamu olduğunu söyledi.
Kamu görevlilerinin katkısının ve verimliliğinin artması için, kamu görevlilerinin yük olan değil, yük alan kalkınmanın temel yapıtaşı olarak görülmesi gerektiğini belirten Yalçın; inisiyatif alabilen, fikir üretmekten çekinmeyen, fikri ve katkısı ödüllendirilen, iş güvencesi ve geçim kaygısı taşımayan, ehliyet-liyakat-kariyer konusunda mutmain bir kamu görevlisinin verimliliğinin bunların olmadığı bir vasata göre çok daha yüksek ve çok daha inovatif olacağını belitti.
Yalçın buna karşın Türkiye 2023 Sanayi Strateji Belgesi’nde kamu görevlilerinin aktif rolü, özel misyonları ve birikimlerinin üniversite-özel sektör-kamu işbirliğinde oynayacağı rol bağlamında yeterince somutlaştırılmamış olmasının eksiklik olduğunu belirterek planlamalarda bu hususların gözetilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Kalkınmış, gelişmiş ve daha müreffeh bir Türkiye’nin yolu, üçlü işbirliğini güçlendirmekten, kamu görevlilerinin mevcut sorunlarını çözmekten, niteliğini, yaşam standardını, şevkini artırmaktan geçmektedir” diyen Yalçın, güçlü memurun güçlü Türkiye olduğunu söyleyerek sözlerini noktaladı.
OSTİM Teknik Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Aydın: Kamu, Özel Sektör ve Akademi İşbirliği Gelişen Ülkelerin İşlettiği Bir Mekanizma
Açılış oturumunda konuşan OSTİM Teknik Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Aydın, kongrenin kalkınmaya dair önemli perspektifler sunacağını belirterek “Ülkemizin kalkınması ile ilgili olarak Memur-Sen ile yapılan çalışmanın bu iklimde çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bir üretim merkezi olarak uzun yıllardır kafa yorduğumuz, ahilik değerleriyle buluşan akademi sanayi ve kamunun ortak çalışmalarının hayata geçiyor olması bizim için çok değerli” ifadelerini kullandı.
Kongrenin işbirliği konusunda hem farkındalık yaratacağını hem de işbirliğini güçlendireceğini söyleyen Aydın, “Biz bu üçgeni çok önemsiyoruz bu sadece bizim bir temennimiz değil aslında gelişen ülkelerin işlettiği bir mekanizma. Aslında bu bizim medeniyetimizde, geçmişte ahilik olarak konumlanan bir yapı bunu yeniden hayata geçirmenin çabası içindeyiz. Bugün bunun bir üniversite ile bir memur sendikasının oluşturduğu bir kongrede bunu konuşuyoruz bu bize bir yol gösterecektir” şeklinde konuştu.
Yülek: Devlet Kalkınmada Her Zaman Öncü Rol Oynamıştır
OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek ise Memur-Sen ve OSTİM Teknik Üniversitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen kongrenin kalkınma ve kamu ilişkisini ele alacağını belirterek, “Bir sanayi üniversitesi ile dünyanın en büyük memur konfederasyonlarından biri olan Memur-Sen ile bu işbirliğini yapmak büyük bir mutluluk ve gurur vesilesi” şeklinde konuştu.
Yülek, işbirliğinde niteliği arttıran tarafların bu kongre sayesinde bir araya gelerek kalkınmayı ele alacaklarını ifade ederek, “Çok çeşitli tecrübelere sahip akademisyenler, özel sektör ve bürokrasiden isimlerle önemli bir konuyu ele alacağız. Kongrenin konusu kalkınmayı ele almakla birlikte kalkınmada kamu çalışanları hangi rolü oynayabilir bunu çeşitli defalar aramızda tartıştık ve bugünkü kongrenin tohumları atılmış oldu” diye konuştu.
Yülek, kamunun kalkınmada oynadığı role dikkat çekerek “Dünyada hangi örneğe bakarsak bakalım kalkınmada devlet her zaman öncü rol oynamıştır. Türkiye cumhuriyeti tarihinde de Osmanlı’da da bunun örneğini görüyoruz. Diğer bazı ülkelerde de bunun örneğini görmek mümkün. Bu kongrede tüm bunları ele alacağımız için önemli bir işe imza atmış oluyoruz. Memur-Sen’e ve üniversitemiz bünyesinde emeği geçenlere teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Faik Yavuz: Kalkınmanın Veri Yönetimi Olduğu Yeni Bir Çağdayız
Kongrenin açılışında konuşan TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Faik Yavuz, “Kamu Yönetimi ve Kalkınma Kongresi’ni düzenleyen Memur-Sen ve OSTİM Teknik üniversitesini tebrik ediyorum” diyerek başladığı konuşmasında “Kalkınmanın üç temel ayağı olan kamu özel sektör ve üniversiteler arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi son derece önemlidir. Kalkınmanın veri yönetimi olduğu yeni çağdayız. Sanayi ile hizmetler sektörü arasındaki ilişki daha da derinleşiyor. Veri işleme ve derlemeyi hayatımızın merkezine koyuyoruz” ifadelerini kullandı.
Dünyanın yeni bir yola girdiğini vurgulayan Yavuz “Önümüzdeki dönemde ülkeler ikiye ayrılacak gibi geliyor. Birinci grupta veri üreten verileri işleten tüm bunlar için gerekli altyapıyı tesis eden ülkeler olacaktır. İkinci grupta ise daha verinin ne olduğunun farkında olmayan ülkeler yer alacak. İkinci gruptakiler ne olduğunu anlayana kadar ilk gruptaki ülkeler çoktan yol almış olacaktır” dedi.
Veri analizinin ve veri üretimin yeni bir kalkınma faktörü olduğunu belirten Yavuz, “Kalkınma denildiğinde bir zamanlar bizim gibi ülkelerin sermayeye ihtiyacı olduğu söylenirdi bize. Uluslararası sermaye akışı gerçekleşti, sermaye sınırları aşarak akmaya başladı ama gelişmiş ülkeler ile aramızdaki mesafeler hiç kapanmadı. Sonra kalkınma iktisadında teknoloji erişim önemlidir demeye başladık. Yeni teknolojiler dünyanın en ücra yerlerine kadar ulaşmaya başladı. Akıllı telefonlar geldi ama fark yine devam etti. Sonra kalkınma bir organizasyon kabiliyetidir denildi. Kurumsal altyapı ve örgütlenebilme kabiliyeti öne çıktı. Şimdi öyle anlaşılıyor ki kalkınmanın veri yönetimi olduğu yeni bir çağdayız” şeklinde konuştu.
Online Kamu Yönetimi ve Kalkınma Kongresi açılış oturumunun ardından akademisyen, bürokrat, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerinin yer aldığı panellerle devam etti.
“Kamu Yönetimi ve Kalkınma / Yeni Bir Güç Birliği Arayışı Kongresi”, OSTİM Teknik Üniversitesi ve Memur-Sen Konfederasyonu ortaklığında açış konuşmalarıyla başladı. Program, açış konuşmalarının ardından panellerle devam etti.
I. Oturumun Başlığı “Kalkınma ve Kamu İlişkisi” Oldu
Video-konferans yöntemiyle gerçekleştirilen kongre açış konuşmalarının ardından gerçekleştirilen panellerle sürdü. Kongrenin ilk panelinin konu başlığı ise, “Kalkınma ve Kamu İlişkisi” oldu.
Panelin moderatörlüğünü Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mete Gündoğan yaparken, OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek, Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sencer İmer, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Müşaviri Ramazan Güven, Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Muhittin Şimşek konuşmacı olarak yer aldı.
Dünya Nüfusunun Büyük Bir Kısmı Kalkınamamış Durumda
İlk sunumu gerçekleştiren OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek, dünyada kalkınma alanında ciddi bir sorun olduğunu ifade ederek, “Dünya nüfusunun büyük bir bölümü ne yazık ki kalkınamamış durumda. Bu nüfus hak ettikleri bir altyapıya kavuşamıyor. Bununla birlikte dünya insanı üzerinde demokratikleşme sorunu da var. Bugünkü konferansımızın da ana temasını, ‘nasıl kalkınırız’ sorusunun cevabı oluşturuyor” diye konuştu.
Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sencer İmer ise sunumunda Türkiye tarihinden kalkınma oranlarını paylaştı. İmer, Atatürk dönemi Türkiye’sinde ekonominin yerlileşmesi ve millileşmesinin sağlanabildiğini ifade ederek bunun önemine dikkat çekti.
Sunumuna başlarken üzerine tartışılan bu konunun oldukça önemli olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Müşaviri Ramazan Güven programı organize eden paydaşlara teşekkürlerini iletti.
Konuşmasında “Büyüme” ve “Kalkınma” kavramlarını tanımlayan ve bu iki kavram arasındaki nüanslara değinen Güven, büyüme kavramının bir ülkede mal ve hizmet üretimindeki artışa denk geldiğini ifade ederek kalkınmanın ise tarımdan sanayiye ve diğer hizmetlere doğru bir geçiş olarak tanımlanabileceğini aktardı.
II. Oturumun Başlığı “Kalkınmada Üçlü İş Birliği: Yöntem, İmkânlar, Zaaflar” Oldu
II. oturuma ise OSTİM Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ünsal Sığrı moderatörlük yaptı. Konuşmacılar ise şu isimlerden oluştu: Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi SBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Onur Ender Aslan, AselsanNET Genel Müdürü İsmail Karahan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Fatih Öztek, Başkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Uğur Emek, Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Muhittin Şimşek.
Oturum kapsamında konuşan ASBÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Onur Ender Arslan Türkiye’nin özgün yapısal reformlar ve politikalar ile kalkınma hedeflerine ulaşabileceğini belirterek “Türkiye’ye özgü bir formül bulmalıyız. Taklitlerden kaçınmalıyız. Güçlü devlet geleneğimizi kullanmamız gerekiyor. Burada esas mesela uyumu, insicamı nasıl yakalayacağımızdır. Ezbere modellerle mesafe kapanmıyor, bunu gördük. Formül bana göre şudur; güçlü bir memurluk sistemine ihtiyaç var. Bunun alt bileşenlerinden en önemlisi; memurluk sisteminde güvenceye ihtiyacı var. İkincisi liyakatli bürokrasidir. Üçüncüsü ise bağımsız zihniyet yani fikirdir” diye konuştu.
AselsanNet Genel Müdürü İsmail Karahan ise yaptığı konuşmasında fikirlerin üretimini ve piyasayı hareketlendirecek mekanizmaların yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade ederek “Biz kuralları koyarken mevzuatlar yazardık o mevzuatlara bağlı kalırdık onu değiştirmeye dahi korkardık. Sanki kutsal bir şeymiş gibi yaklaşıyorduk. Bu yaklaşımdan bürokrasinin çıkması lazım... Sektörün nabzını çok iyi tutmak gerekiyor. Aksi takdirde şekilde büroktarik oligarşi denen şeyi yaratmış oluyoruz” şeklinde konuştu.
YBÜ Öğretim Üyesi Öztek ise dünyanın özellikle de Avrupa’nın yeni ekonomik arayışlar içerisinde olduğunu belirterek “Türkiye’deki üniversitelerde mühendislik üzerine yatırım yapan bir sisteme ihtiyacımız olacak. Üniversite özel sektör işbirliğinde pazar içinde yer alacak üniversitelere ihtiyacımız var. Üniversite özel sektör işbirliği ile üniversitelere alan açarak üretilmiş bilgilerin mühendislik ürünlerine dönüştürmek gerekiyor. Türkiye için de önümüzdeki yıllarda hızlı bir gelişim ile bu noktaya gelmek mümkün. Avrupa şu anda ABD ile Çin ile açılan farkı bu şekilde kapatmanın planlarını yapıyor” ifadelerini kullandı.
Başkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Emek yaptığı konuşmasında katma değer yaratacak alanlara yönelmek gerektiğini söyleyerek “ABD’nin ihraç ettiği 3,2 kiloluk bir telefona karşılık biz bir tır ürün satıyoruz. Bunu değiştirmemiz gerekiyor. Burada devletin atması gereken adımlar var. Ancak devlet bazı adımlar atarken her şeyi de zapturapt altına almaması gerekiyor. Ben devletin sanayi politikası ile piyasa politikalarını gözeterek adım atması gerekiyor. Fen lisesi sayılarını 100’lü rakamlardan 100’li rakamlara ulaştırmamız lazım. Ara eleman yetiştirecek meslek liselerinin sayılarını hızlı bir şekilde arttırmamız lazım” diye konuştu.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Şimşek ise yaptığı konuşmada işbirliğinin önemine dikkat çekerek “Değişen bir çağda elbette yönetim anlayışları da değişiyor. Yönetişim irademizi yeniden şekillendirmek gerekiyor. Biz ülke olarak yıllarca değişimi takip etmişiz. Son zamanlarda da demişiz ki ben de değişimi yöneteceğim ben de talibim diyoruz. Bunun için tıpkı şu an yaptığımız gibi akademi, özel sektör ve kamunun güçlü bir işbirliğine ihtiyaç var” dedi.
III. Oturumun Başlığı “Üçlü İş Birliğinin Geliştirilmesinde Kritik Kurum, Politika ve Hedefler” Oldu
III. oturumun konu başlığı “Üçlü İş Birliğinin Geliştirilmesinde Kritik Kurum, Politika ve Hedefler” oldu. Oturumun moderatörlüğünü Medipol Üniversitesi akademisyeni Doç. Dr. Mehmet Babacan yaparken, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürü Mücahit Özdemir, İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Yalçıntaş, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Özgür Burak Akkol konuşmacı olarak yer aldı.
Oturum kapsamında konuşmasını gerçekleştiren Mücahit Özdemir Devlet Malzeme Ofisi’nin faaliyetlerinden bahsederek kamunun kalkınma alanındaki rolüne değindi. Özdemir ürün kalitesi, katma değeri yüksek yeni ürünlerin ortaya çıkarılması, planlı bir pazar araştırmasının kalkınmada etkili olduğunu söyledi.
İTÜ Öğretim Üyesi Yalçıntaş, “Bir ülkenin ileriye gidebilmesi refah seviyesinin yükselmesi o ülkedeki inovasyonlarla doğrudan bağlantılı. Bir ülkede ne kadar yeni ürün üretilir ve dağıtıma girerse o ülke o kadar büyür. Herhangi bir ürünü geliştirebilirsiniz ama o buluş kullanıma girmez ise bir ekonomik değer üretmezse o ürün bir işe yaramaz. Burada önemli olan bilim üretmek ikincisi o bilimi kullanılan bir ürün haline getirmek” ifadelerini kullandı.
TİSK Başkanı Özgür Burak Akyol ise “Devlet birey işveren ve işçi bir arada olursa çözülemeyecek bir sorun yok. Dünyadaki bazı sorunları Türkiye’de de var. Ancak bu sorunları işbirliği ile çözebiliriz. Özellikle işçi işveren ayrımına karşıyım. Anı amaç için çalışıyorlar. Her şeyi devletten beklemek yaklaşımını da doğru bulmuyorum” diye konuştu.
IV. Oturumun Başlığı “Kamu Pbiersonelinin Kalkınmadaki Rolü” Oldu
IV. oturumun moderatörlüğünü ise EÜAŞ Genel Müdürü Dr. İzzet Alagöz yaptı. Oturumun konuşmacıları ise şu isimlerden oluştu: Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Keleşer, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul
Oturum kapsamında konuşmasını gerçekleştiren Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Keleşer kurumun genel politikası ve Pazar değeri hakkında bilgi vererek kalkınmada kamu kurumlarının rolüne değindi. Kurum olarak üretimi ve ürün yelpazesini arttırma hedeflerinden söz eden Keleşer Türkiye’nin yerli kaynaklarını daha fazla kullanması gerektiğini söyledi.
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul ise güçlü memurun güçlü bir ülke anlamına geldiğini belirterek “Hiçbir devlet yoktur ki kamu personeli veya bürokrasisi olmadan yürüsün. Devlet dediğimiz aygıt kamu personelinden oluşuyor. Kamu çalışanları güçlüyse kamu güçlü oluyor. Kamuyu güçlendirmek için ise kamu görevlilerinin sorunlarını çözmek, mevcut yapısal aksaklıkları gidermek gerekiyor. Güvenceli istihdam, ehliyet liyakat esaslı kamu personel sistemi bu noktada en önemli adımlar olacaktır” diye konuştu.