Alemlere rahmet olarak gönderilen yüce peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) saadetli ömründe “Hüzün Yılı” olarak tarif edilen zamanları yaşıyor, Resûlullah Efendimizi bağrına basıp şefkatli ellerinde büyüten amcası Ebû Talib’i ve sevgili eşleri Hz. Hatice annemizin vefatının derin teessürünü yüreğinde duyuyordu. Resûl-i Ekrem Efendimizin himayesiz kaldığını düşünen Mekkeli müşrikler O’na reva gördükleri cefayı daha da artırmışlardı. İşte bu zor günlerde Cenâb-ı Hak, Efendimize İsra ve Miraç mucizesini lütfetti.
Risaletin bu zor zamanlarında Peygamberimiz, yüce Allah’ın (c.c.) takdiri ile İslam’ın iki büyük kutsal mabedi olan Mescid-i Haram’a oradan da Mescid-i Aksa’ya ulvi bir yolculuk etmiş ardından ise arş-ı alaya yükselerek yüce makama kabul buyurmuşlardır.
Miraç, Kur’an-ı Kerim’de, “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescidi Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescidi Aksa’ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Hiç şüphesiz o, layıkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (İsra Suresi, 1) şeklinde beyan edilmiştir.
Yüce Allah tarafından alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimizin, varlığın özüne ve anlamına yolculuğu, Peygamberimizin şahsında insanlığın önüne açılan sınırsız bir yükseliş ufkudur.
Beşerin, eşref-i mahlukat olabilme yolunda Miraç hadisesi büyük bir yer tutmakta, Resûl-i Ekrem Efendimizin şahsında insanlığa hakikati sunmaktadır.
Bu kutlu geceyi hakkıyla ihya edebilmeli, ümmetin, milletin huzuru ve güvenliği için dualar etmeliyiz. Unutmamak gerekir ki dua, Rahmet kapılarının açılmasına vesile olan, kardeşlik iklimini getiren, fitne ve nifakın yayılması için çaba sarf eden şer odaklarının da kabusu olan büyük bir nimettir. Bu kutlu gecede Rabbimizden incinmiş kalpleri te’lif ederek birleştirmesini, hata ve günahlarımızı bağışlamasını diliyoruz.
Müminlerin kalplerini manevi duygu ve hislerle dolduran Miraç, hafızalara İslam’ın ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’yı getirmektedir. Yüzyıllarca bir İslam beldesi olarak barış ve huzurun hakim olduğu Mescid-i Aksa son bir asırda içimizde bir burukluğa dönüşmüş, hatıralarımızdaki o güzel İslam beldesi; zulüm, baskı ve işgalle anılır olmuştur. Başta yakın çevremiz ile İsrâ ve Miraç mucizesinin cereyan ettiği kutsal topraklar olmak üzere bütün dünyada hak ihlallerinin, işgallerin ve zulümlerin sona ermesini, acı ve göz yaşının, umutsuzluğun yerini kalıcı bir huzur ve barışın almasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle ülkemizde ve dünyada yaşayan bütün Müslümanların Miraç kandilini tebrik ediyor, bu mübarek gecede Yüce Mevla’ya açılan ellerin ve yapılan duaların, bütün İslam aleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, insanlığın yükselişine, ülkemizin ve bütün dünyanın şu an karşı karşıya kaldığı maddi ve manevi tüm hastalıklarının şifasına vesile olmasını, bu nukaddes gecenin İslam aleminin ve ülkemizin selameti ve iyiliği için bir dönüm noktası olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyoruz.