Toç Bir-Sen Kadınlar Komisyonu Eğitim ve İstişare Toplantısı Ankara Kızılcahamam’da gerçekleştirildi.
Türkiye’nin dört bir yanından gelen iki yüzü aşkın komisyon üyesinin katılımıyla gerçekleştirilen program üç gün sürdü.
Toplantıya AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı, Adana Milletvekili Jülide Sarıeroğlu, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Toç Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın, Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz da katıldı.
Programın açılışında katılımcılara seslenen Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın Memur-Sen’in değerlerine göre sendikacılık yaptığını ifade ederek “Ne yaptığımızı, ne yapmamız gerektiğini ve nerede durduğumuzu biliyoruz. Çünkü ayağımızı medeniyet değerlerimize basıyoruz. Özgüvenimizi durduğumuz yerden alıyoruz. Memur-Sen bu anlamda değerleri üzerinde duran bir teşkilattır. Sendikacılığı diğerlerine göre yapan değil değerlerine göre yapan ve gayretini buna göre çoğaltan bir teşkilattır. Memur-Sen Türkiye’de sendikal alana yeni bir ses yeni bir soluk getirmiştir. 27 yıllık sürede hiçbir zaman esnafın camını kırmamıştır. Kaldırım taşıyla derdi olmamıştır. Milletin arabasıyla, malıyla derdi olmamıştır. Çünkü biz bu ülkeye karşı borçluyuz. Biz bu ülkeye borçluyuz ama devletten alacaklıyız. Çünkü devlet bizim işverenimiz” şeklinde konuştu.
Memur-Sen’in milli gelirin adil dağıtılması mücadelesi verdiğini belirten Yalçın, “Bizim devlete, diğer bir deyişle kamu işverenine yaptığımız eleştiriler ulusal gelirin milli gelirin düzgün dağıtılma mücadelesinden kaynaklanıyor. Bizim mücadelemiz adaletin temin edilme mücadelesidir. Biz bunu yapmakla bu ülkenin refahına iç huzuruna barışına, gelir dağılımında adaletine hizmet ediyoruz. Ekmeğimizi alma mücadelesi veriyoruz” diye konuştu.
Kadın Teşkilatlanmamızın Yolu Açık, Yeter Ki Gayret Edelim
Memur-Sen ve bağlı sendikaların kadın komisyonlarına büyük görev düştüğünü belirten Yalçın, “Emek mücadelesinde kadın teşkilatlanmamızın yeri ve rolü her zamankinden fazla. Büyük değişimler hep kadınların öncülüğünde gerçekleşti. Bu yüzden Memur-Sen kadın teşkilatlanmasının öneminin büyük ve yolunun açık olduğunu belirtmek istiyorum. Yol açık yeter ki gayret gösterelim. Herkes kendi hesabını verecek, herkes yaptığı kadar yapması gerekirken yapmadıklarıyla da hesaba çekilecek. Bu bilinçledir ki Diyarbakır annelerine ilk destek elini uzatan teşkilat sizlersiniz. Başta Suriye olmak üzere mazlum coğrafyalardaki kadınlar için başlatılan Vicdan yürüyüşü ve haykırışı bu teşkilattan çıktı. Kamusal alan yalanını bitirmek bu yüzden bu teşkilatın eseri. Yolumuz açık yeter ki inanarak yola devam edelim” ifadelerini kullandı.
Memur-Senli kadınların saha çalışmalarına önem vermesi gerektiğini belirten Yalçın, “Sahaya inecek ve insanların yüreğine dokunacaksınız. İş yerine gidecek ve çalışanlarla dertleşeceksiniz. Daha sonra dertleştikleriniz, hatırını sorduklarınız dolayısıyla bu kapasite büyüyebilir. Bütün ibreler sizden yana; sendikacılık iftihar tablosu size ait. 258 kazanım size ait. Başarı tablosu size ait… Özgürlüklerin sağlanması sizin başarınız” diye konuştu.
Sarıeroğlu: Kadının Olmadığı Alanda Başarı ve İlerleme Eksik Olur
Toç Bir-Sen Kadınlar Komisyonu Eğitim ve İstişare Toplantısı’nda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Julide Sarıeroğlu eski bir sivil toplumcu olarak bu türden programlara katılmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek “Kadının olmadığı bir alanda her şeyin eksik olduğunu açıkça ifade etmek gerekiyor. Nasıl ki tek kanatlı bir kuş uçamıyorsa, kadının olmadığı alanda da başarı ve ilerleme eksik olur. Türkiye’nin kalkınmasında ve gelişmesinde kadınların vermiş olduğu emeğin büyük katkısı var. 18 yıldır AK Parti hükümetleriyle kadınlarla siyaset yapan, kadınları siyasetin merkezine koyan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’la yol yürümekten de onur duyuyorum. Bu süreç boyunca da kadınlara yönelik devrim niteliğinde işlerin altına imza attık” diye konuştu.
Sendikal alandaki kadın çalışmalarının emek mücadelesinde önemli bir yeri olduğunu belirten Sarıeroğlu, “Özellikle bu devrim niteliğindeki düzenlemelerle sahada kadınlar olarak oluşturulan birlikteliklerin oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Ben bu vesileyle, Memur-Sen Konfederasyonu bünyesinde faaliyet gösteren Kadınlar Komisyonu teşkilatlarına yürekten teşekkür ediyorum. Bu noktada Kadın Komisyonlarına yol açan, destek veren Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’a ve yönetimine de müteşekkir olduğumu belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu.
“Her Zaman Olduğu Gibi, Devletimizin Ve Ordumuzun Yanındayız”
Toç Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk de şehitlerimize rahmet, ordumuza da muvaffakiyetler dileyerek başladığı konuşmasında; “Bizlerin huzuru için verdikleri mücadelede İdlib’te şehit olan 36 Kahramanımız başta olmak üzere; Vatanın huzuru ve güvenliğini müdafaa etmek için şehadete yürüyen kahraman askerlerimize ve güvenlik güçlerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim şehitlerimizin mekânını cennet eylesin. Ailelerine sabırlar, yaralılarımıza acil şifalar nasip eylesin. Milletimizin başı sağ olsun.
Ülkemizin bölünmez bütünlüğü, İstikbal ve istiklali uğrunda başlatılmış olan Bahar Kalkanı Harekatımızın da tez zamanda zaferle sonuçlanmasını niyaz ediyorum. Devletimize, Milletimize ve Ordumuza bu çetin süreçte muvaffakiyetler diliyorum. Her zaman olduğu gibi, Devletimizin ve Ordumuzun yanındayız. Cenab-ı Hak ülkemizi korusun, Milletimizin birliğini ve dirliğini muhafaza etsin” dedi.
“Sorumluluklarımızın Ne Denli Hassas Olduğunun Farkındayız”
Memur-Sen ve Toç Bir-Sen olarak hem kamu çalışanları, hem ülkemiz hem de dünya mazlumları için büyük sorumlulukları olduğunu ve bunun farkındalığıyla çalışmalarını yürüttüklerini kaydeden Öztürk; “Hepimizin bildiği gibi ülkemizin en büyük emek hareketi Memur-Sen, Tarım-Ormancılık Hizmet Kolu çalışanlarımızın ise, masada ve sahada yetkili olan, tek temsilcisi Toç Bir-Sen olarak siz teşkilat mensuplarımızla birlikte; Hak, emek ve alın terini önceleyerek, kamu görevlilerimizin insan onuruna yaraşır bir çalışma hayatına kavuşmaları için mücadele etmenin yanı sıra ülkemiz, milletimiz ve tüm dünya mazlumları için de çalışmak, ter akıtmak gibi büyük sorumluluklarımız var. Tarihi şanlı zaferlerle dolu kadim medeniyetimizin; birlik, beraberlik, kardeşlik, merhamet, adalet, şefkat ve sevgiyle yoğrulan bu soylu mücadelemizde, omuzlarımıza yüklediği sorumlulukların ne denli kıymetli ve bir o kadar da hassas olduğunun farkındayız.
Mehmet Akif İnan Ağabeyin; “Bir tercih yapmak zorundayız. Ya taviz kapılarını sonuna kadar açacağız ya da tarihi misyonumuzu hatırlayarak evrensel bildirinin etrafında toplanacağız” sözleri tam da teşkilat olarak nerede ve nasıl durmamız gerektiği hususunda bizlere yol göstermektedir. “Medeni insan örgütlü insandır. Hak aramasını bilen insandır. Her değer sahibi, her inanan insan, düşüncelerini hayata hâkim kılmak istiyorsa mutlaka örgütlü mücadeleye katılmalıdır” diyerek, örgütlenmenin ve sivil mücadelenin elzem olduğunu ifade eden Akif ağabeyin çağrısına uyan, soylu mücadelemizde elini taşın altına koyan teşkilat mensuplarımızın gayretleriyle bugün Memur-Senimiz 1 milyonu aşkın üyesiyle ülkemizin en büyük örgütlü gücüdür. Bu örgütlü gücümüzde hepimizin derdi de, davası da, sevdası da aynı. Daha Güçlü Memur, Daha Güçlü Türkiye.
Örgütlü kadın güçlü, güçlü kadın da öncüdür. Kadın çalışanların sorunlarının tespit edilerek çözümlerin üretilmesi ve yine kadınlara yönelik politikaların belirlenmesi noktasında da siz kadın komisyonlarımıza da büyük sorumluluklar ve görevler düşmektedir. Çünkü biraz önce de altını çizdiğim gibi sadece üyemize değil ülkemize ve milletimize karşı verilmiş sözümüz var. İşte bu nedenle örgütlenmek, örgütlü gücümüzü büyüterek güçlenmek sadece bizler ve bugünler için değil, evlatlarımız ve yarınlarımız için de büyük önem taşımaktadır” dedi.
“Sadece Nicelik Bakımından Değil Nitelik Olarak Da Güçlü Bir Sendikayız”
Konuşmasında Toç Bir-Sen olarak güçlü bir teşkilatlanmaya sahip olduklarının altını çizen Genel Başkan Öztürk, 61 Şube, 31 İl Başkanlığı ile 2000’i aşkın İşyeri Temsilcisinin yanı sıra, tüm il ve şube başkanlıklarına bağlı olarak 81 ilin neredeyse tamamında, Kadınlar Komisyonu oluşturduklarını kaydetti. Sadece nicelik bakımından değil nitelik olarak da çok güçlü bir teşkilata sahip olduklarını dile getiren Öztürk bu noktada kadınlar komisyonunun büyük rolü olduğunu söyledi. Öztürk konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizler Memur-Sen ve Toç Bir-Sen olarak; kadınların, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve sendikal alanlarda, yani hayatın her alanında daha fazla yer ve görev alması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki kadın; toplumun temelinin oluşmasında, kültürün yaşatılmasında, geleceğin ve yarınların şekillenmesinde öncü unsurdur ve kadının toplumdaki rolü, ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin en önemli göstergelerinden biridir. Bu nedenle daha müreffeh bir ülke, daha mutlu bir toplum, daha sağlıklı bir nesil ve daha güçlü yarınlar için kadınların etkinlik alanları genişletilmeli ve güçlendirilmelidir.”
Memur-Sen ve Toç Bir-Sen olarak kadınların aile hayatı, sosyal hayat ve çalışma hayatlarına ilişkin sorunların çözümü, haklarının korunması ve geliştirilmesi noktasında kararlılıkla mücadele ettiklerini de söyleyen Genel Başkan Öztürk; “Faşizan uygulamaların mirası olan, sadece kadını değil insan onurunu çiğneyen Darbe artığı başörtüsü yasağının kaldırılması, mobinge yönelik cezaların artırılması, kadın istihdamının artırılması, evlenme ve doğum izinlerinde düzenlemeler yapılması, süt izni süresinin uzatılması, süt izni süresince nöbet ve gece vardiyası verilmemesi konularında yapılan düzenlemeler kadınlara yönelik elde ettiğimiz kazanımlarımızdan bazıları. Bunlar tabii ki çok önemli kazanımlar lakin yasal düzenlemelerle sosyal statüsünün güçlendirilmesi hususunda yapacaklarımız, taleplerimiz tabii ki bunlarla sınırlı değil. Ülkemizde özellikle son yıllarda, kadın sorunsalında pozitif bir dönüşüm oluşmuş, çok önemli düzenlemeler yapılmış, büyük adımlar atılmıştır.
Sözde çağdaş batılı ülkelere oranla kadınların sosyo-ekonomik durumlarının güçlendirilmesi, çalışma hayatına katılımının ve rolünün artırılması, işyerinde ayrımcılığın önlenmesini ve fırsat eşitliğinin sağlanması noktasında çok daha gelişmiş olsak da; çalışma hayatı, aile hayatı ve sosyal hayatta tüm istismar, şiddet, ayrımcılık, mobbing ve engellemelerin önüne geçilmesi, çalışma saatlerinin aile hayatının göz önüne alınarak düzenlenmesi, kadının anneliğini zayıflatan çalışma şartlarının esnetilmesi hedeflerimiz arasındadır” dedi.
“Mazluma, Dinini, Mezhebini, Dilini Sormadan Sahip Çıkmalıyız”
“Kandan ve gözyaşından beslenen emperyalist batı, işkenceye, sömürüye ve zulme devam ediyor” diyen Öztürk, Memur-Sen ve Toç Bir-Sen olarak, Dünyanın 5'ten büyük olduğu gerçeğini haykırmaya ve bunun gereğini yapmaya devam edeceklerini belirtti.
Öztürk konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yine bir 8 Mart Dünya Kadınlar Günü arifesindeyiz. Ve yine tüm dünyanın gözleri önünde savaş, soykırım, gözyaşı devam ediyor. Ve yine en büyük acıyı, zulmü, kaybı kadınlar ve çocuklar yaşıyor. Hemen yanı başımızda Suriye’de kadınlar ya mahpus ediliyor ya da evlerini, umutlarını, geçmişlerini ve vatanlarını terk etmek zorunda bırakılıyorlar.
Kanayan yaramız Kudüs’te kadınlar; babalarının, evlatlarının, kardeşlerinin, eşlerinin şehit edilişine tanık oluyorlar. Irak’ta, Myanmar’da, Doğu Türkistan’da, Yemen’de kadınlar için açlık, acı, istismar ve keder hiç tükenmiyor. Tüm dünyada 8 Mart Dünya Kadınlar Günü farklı etkinliklerle kutlanırken, kandan ve gözyaşından beslenen emperyalist batı da, işkenceye, sömürüye ve zulme devam ediyor.
“Kadınlara Hayırlı Davranın” diye emreden İslam Dinimizin çağrısına uyarak, “Cennet anaların ayakları altındadır” diyen Peygamberimizin ümmeti olarak; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada; mazluma, dinini, mezhebini, dilini sormadan sahip çıkmalı, kucak açmalı, yaralarına merhem olmalıyız. İçinde Müslüman ülkelerin olduğu ama Hristiyanların dışında hiç kimseye yaşam hakkı tanımayan Birleşmiş Milletlerin, doymak bilmeyen batının kör ve sağır olduğu bu vahşete karşı hep birlikte dur demeliyiz. Dünyanın 5'ten büyük olduğu gerçeğini haykırmaya ve bunun gereğini yapmaya devam etmeliyiz.
Bu noktada her birimize önemli görevler düşüyor. Böyle bir konuda hiçbirimizin “banane” deme lüksü yok, beni ilgilendirmez deme lüksü yok. Çocuklarımıza özgür ve huzurlu bir ülke bırakmak istiyor, çocuklarımızın da bu mücadele içinde olmasını istiyorsak asla mücadeleyi bırakmamalıyız. Sizler toplumun öncüsü olan kadınlarsınız. Sizler bu toplum içerisinde cereyan eden meseleler karşısında duyarsız kalmayan, gördüğü yanlışlar karşısında sesini en gür şekilde çıkaran Memur-Sen ve Toç Bir-Sen’in mensuplarısınız. İşte bu duyarlılıklarınız, bu hassasiyetleriniz sizleri bir adım daha öne çıkarmakta sizleri söz sahibi yapmaktadır. Bu duyarlılığınız, bu samimiyetiniz ve bu mücadele azminiz için sizleri yürekten kutluyorum, alkışlıyorum.”
Türkyılmaz: “Memur-Sen'i ve Toç Bir-Sen'i Tebrik Ediyorum”
Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz da bir selamlama konuşması yaptı. Türkyılmaz; Memur-Sen'de yetişmiş, Toç Bir-Sen’de üyelikten genel başkan yardımcılığına kadar her kademede görev yapmış bir kardeşiniz olarak; bugün Memur-Sen zihniyetinde ki bir meslek örgütü Orman Mühendisleri Odası olarak aranızda olmanın onurunu yaşıyoruz. Bu noktada bizlere daima destek olan Memur-Sen'e, Toç Bir-Sen’e ve özellikle Birliğe Çağrı Grubumuzda mücadelemize büyük emek veren bu işin görünmeyen kahramanlarından biri olan Sabri Kızılkaya kardeşimize de şükranlarımızı sunuyorum.
Toplumun %50'sine tekabül eden ve her işte başarıya mühür vuran siz değerli kardeşlerimizle de bugün bu çok önemli organizasyonda bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyor, Memur-Sen'imizi ve Toç Bir-Sen'imizi de böyle bir organizasyondan dolayı tebrik ediyorum.
Aydın: Memur-Sen’in Teşkilatçı Kadınları Olarak Ter Dökmeye Devam Edeceğiz
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın ise İstişare Toplantısı’nda yaptığı konuşmada kadınların sorunlarının bazı kesimler tarafından yanlış bir şekilde ele alındığını ve ideolojilere alet edildiğini belirterek “Günümüzde kadın konusu ideolojilerin meydan muharebesine dönmüş durumda. Kültür, inanç, hukuk, örf, olağan şüpheli haline getirilmiş ve her tartışma oldukça gerilimli bir zeminde yapılmakta. Ortada bir sorun var arkadaşlar, ortada bir çarpık anlayış, yamuk bakış, yanlış okuma silsilesi var, kadına dair tüm tartışmalar adeta bir gayya kuyusunun içine atılıyor. Ortada kadınların sorunları kadar bu sorunların yanlış ele alınışı var.
Biz, kadınların cinsiyetlerinden dolayı yaşadıkları sorunların inkarını ne kadar sorunlu buluyorsak, tüm sorunların cinsiyet temelli olduğu genellemesini de reddediyoruz” ifadelerini kullandı.
Memur-Senli kadınların, “sendikalı kadın” değil “sendikacı kadın” olduklarını ve bu bilinçle kadın örgütlenmesinin artması yolunda mücadele edeceklerini ifade ederek “Karar mekanizmalarında cinsiyetin değil liyakatin belirli olduğu, çalışma yaşamının insan onuruna yakışır koşullarda dizayn edildiği, eşit işe eşit ücretin ödendiği bir çalışma hayatı için mücadele ediyoruz. “Mobbingin, tacizin, tükenmişlik sendromlarının yaşanmadığı, meslek hastalıklarının olmadığı bir çalışma yaşamı mümkündür’ diyoruz. Biz Memur-Sen’in teşkilatçı kadınları olarak, tüm bu sorunların ve yanlış çözümlerin toplumsal yaşamda ürettiği sosyal maliyetlerin de farkındayız. Sorunların tespiti, çözümlerin temini için alanda etkiyi artıracak saha çalışmalarımızla ter dökmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Akgün: “Hepimiz, Birimizden Daha Güçlüyüz”
Toç Bir-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Emine Akgün de “Hepimiz, birimizden daha güçlüyüz” dediği konuşmasında; “Toç Bir-Sen kadın Komisyonları olarak amacımız sadece kadın örgütlenmesindeki eksikliği gidermek değil, imkan ve fırsat eşitliği sağlandığında çalışan, üreten ve yöneten yönleriyle kadın konusuna şaşı bakışı değiştirmektir. Kendi değerleriyle beslenmiş, inanç, bilgi ve kültürle donanmış, medeniyet değerlerimizden ve mazideki köklerimizden aldığımız güçle hakkını veremeyeceğimiz hiçbir görev, dolduramayacağımız boşluk olmadığına inanıyoruz. Her şart altında sendikasına sahip çıkan ve her zaman mücadelenin ön saflarında yer alan, 'birliğin, beraberliğin, dostluğun ve kardeşliğin sadece bir edebiyat terimi olmadığını güçlü katılımla bize gösteren siz değerli gönül dostlarıma şahsım ve Yönetim Kurulumuz adına teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Toç Bir-Sen Eğitim ve İstişare Toplantısında açılış konuşmalarının ardından eğitim programlarına geçildi. İlk olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşaviri, Gazeteci / Yazar Sibel Eraslan, ‘Tarihte Kadın Örgütlenmesi’ konulu sunumuyla kadınlara seslendi.
Kişisel Gelişim Uzmanı-Yazar Muhammed Alpkent ise ‘Proaktif İletişim’ ve ‘Proaktif İnsan’ konulu semineriyle programa katkı sundu.
Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Mustafa Bostancı da günümüzün en önemli ve en geniş iletişim aracı olan sosyal medyaya ilişkin `Sosyal Medya ve Algı Yönetimi' konulu eğitim semineriyle teşkilat mensuplarını bilgilendirdi.
Edebiyat dünyamızın usta ismi, Şair ve Yazar Prof. Dr. Nurullah Genç, 'Aidiyet Bilinci' konulu eşsiz sohbetiyle Eğitim ve İstişare Toplantısına katkı sundu.