Ormancılık Sivil Toplum Kuruluşları Toç Bir-Sen, Orman Mühendisleri Odası, Öz Orman-İş Sendikası ve TAK-VA ülkemizde son günlerde yaşanan orman yangınlarıyla ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.
Toç Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk, OMO Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz, Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan ve TAK-VA Başkanı Mehmet Taşan'ın ortaklaşa düzenlediği basın toplantısında; "İnsanlarımızı, doğayı ve hayvanları katleden yangınların çıkmasına sebep olanları ve eli kanlı terör örgütlerini Ormancılık Sivil Toplum Kuruluşları olarak en gür sesimizle lanetliyoruz" denildi.
Ormancılık Sivil Toplum Kuruluşları olarak Tarım ve Orman Bakanlığımıza, Orman Genel Müdürlüğüne, orman çalışanlarına ve yangının söndürülmesine destek olan kamu kuruluşlarımızın personeline ve vatandaşlara teşekkür ettiklerinin de altı çizildiği açıklamada şunlar kaydedildi.:
CİĞERLERİMİZ YANIYOR!
Manavgat’taki orman yangınının aynı anda 4 yerden çıkmış olması, sabotaj ihtimalini artırıyor. Daha önceki yıllarda yaşanan Hatay ve İzmir yangınlarının PKK terör örgütü tarafından yapıldığı kamuoyunca bilinmektedir. Bu nedenle aynı anda farklı alanlarda yangın çıkması sabotaj ihtimalini güçlendiriyor. Sabotaj ihtimalinin bu hassas dönemde üzerinde durulmasının doğru olduğunu düşünüyoruz.
Ancak yangınların çıkış nedenlerini Devletimizin ilgili birimleri araştırırken, öncelikli hedefimiz; çıkan yangınların bir an evvel kontrol altına alınması ve soğutma çalışmalarına başlanarak bu alanların tekrar ormanlaştırılmasıdır.
Küresel ısınma, dikkatsizlik, doğal sebepler ya da sabotaj. Orman yangınında sadece ağaçlar yanmıyor. Bitkiler, böcekler, hayvanlar ve nefesimiz yanıyor.
Son üç günde ülkemiz genelinde 71 orman yangını meydana geldi. Bu yangınlara müdahalede 9 İHA, 3 uçak, 38 helikopter, 1 insansız helikopter, 680 arazöz ve 5.000’e yakın personelimiz canla başla görev yapmaktadır.
ATEŞE SU OLAN KAHRAMANLARIMIZA ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ
Tarım ve Orman Bakanlığımız ve Orman Genel Müdürlüğünün tüm imkanlarını seferber ederek 71 orman yangınından şu an itibariyle 57'si kontrol altına alınmıştır. Orman Genel Müdürlüğümüzün Yeşil Vatanımızı koruyan Ateş Savaşçısı kahraman personeli 28-30 Temmuz tarihleri arasında çıkan 71 orman yangınında; bir can yanmasın, tek bir ağaç fazladan küle dönmesin diye korkusuzca alevlere göğüslerini siper ediyorlar. Helikopterler, yangın söndürme uçakları, arazözler, dozerler, su tankları ve çok sayıda ekipman ile uyumadan, dinlenmeden, gece-gündüz demeden, ciğerlerini yakan dumana rağmen savaş veren kahramanlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.
Ormancılık Sivil Toplum Kuruluşları olarak ülkesi ve milleti için tüm imkânlarını seferber eden Tarım ve Orman Bakanlığımıza, Orman Genel Müdürlüğümüze, cansiparane çalışan mesai arkadaşlarımıza, yangının söndürülmesine destek olan kamu kuruluşlarımızın personeline ve vatandaşlarımıza ülkemiz ve milletimiz adına teşekkür ediyoruz.
Çıkan yangınlarda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, Aziz Milletimize de geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
İnsanlarımızı, doğayı ve hayvanları katleden yangınların çıkmasına sebep olanları ve eli kanlı terör örgütlerini Ormancılık Sivil Toplum Kuruluşları olarak en gür sesimizle lanetliyoruz.
Orman yangınları ile mücadeleye ilişkin kamuoyunda çokça tartışılan hava unsurlarından uçak mı, helikopter mi? konusuyla ilgili olarak;
Yangınlara müdahale konusunda sıkça karşımıza çıkan uçak iddiaları maalesef yanlış bilgiden kaynaklanmaktadır. Yangına müdahalede hava gücü olarak sadece uçak ya da helikopter olmalı konusunun tartışılması yerine; doğru, hızlı ve güvenli bir şekilde nasıl müdahale edileceğiyle ilgilenilmeli. Helikopterin ya da uçağın teknik açıdan olumlu ya da olumsuz yönleri bulunmaktadır. Uçaklar sadece havaalanından ya da (amfibik uçaklar) denizlerden, göllerden ve büyük barajlardan su alabilir. Helikopterler ise her türlü su kaynağından su alımı yaparak daha hızlı ve manevra kabiliyeti açısından daha rahat hareket ederek yangınlara müdahale edebilmektedir. Orman Genel Müdürlüğü tarafından yangınlara helikopterler ile hızlı bir şekilde müdahale etmek için ormanlar içerisinde 3600 adet yangın su havuzu ve göletleri oluşturulmuştur. Buralardan kara araçlarıyla birlikte hava araçlarından sadece helikopterler su alabilmektedir.
Ortalama 1 helikopter yangın mahalline 1 saat sürede 20 ton su atabiliyorken, 1 uçak en fazla 8 ton su atabilmektedir. Bu açıdan kamuoyunda oluşturulan orman yangınlarına müdahalede uçakların daha verimli kullanılabileceği algısı doğru değildir.
Ayrıca orman yangınlarına sadece havadan müdahale edilmemektedir. Esas mücadele olan söndürme ve soğutma faaliyetleri kara unsurları tarafından yapılmaktadır.
YANAN ALANLAR İMARA AÇILAMAZ
Yanan orman alanlarının bir metrekaresi bile imara açılamaz, açılmamıştır. İmar alanına açılması Anayasa’mızın 169. Maddesiyle kapatılmış bir konudur. Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan orman yasası, anayasa maddesi haline getirilmiştir. 169. maddede “yanan orman alanları hiçbir şekilde imara açılamaz. Ormanlaşma dışında bir faaliyete tabi tutulmaz” hükmüne bağlanmışken, bugüne kadar yanan hiçbir alan imara açılmamışken bu konuyu kamuoyunda spekülasyon ve siyaset malzemesi yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bu durumuz orman yangınlarına müdahalede bulunan ormancılarımıza ve teşkilatımıza haksızlık olarak görüyoruz.
Anayasa’da belirtildiği gibi yanan orman arazileri 1 yıl içinde ağaçlandırılır. Yangınlarımızın soğutma çalışmaları bittikten sonra gereken iyileştirmeler yapılır. Arazi dikime uygun hale getirilir ve ağaçlandırılma çalışmaları başlatılır. Bu çalışmalarda Orman Genel Müdürlüğümüz kontrolünde olur.
DÜNYADA ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADLEDE LİDER ÜLKEYİZ
Orman teşkilatımız, yangınlara müdahale konusunda dünyanın en iyi, en hızlı ve en doğru yönetimini sağlamakta ve müdahale etmektedir. Yangın öncesinden yangın sonrasına kadar süreci en iyi şekilde yöneten Orman Genel Müdürlüğünün ve bir can, bir ağaç yanmasın diye canını hiçe sayarak alevlerin içine giren Yeşil Vatanımızı koruyan Ateş Savaşçısı ormancılarımızın mücadelesinin görülmemesini ve haksız yere itham edilmesini son derece üzücü görüyor ve kötü niyet barındırdığını düşünüyoruz.
VATANDAŞLARIMIZA ÇAĞRIMIZ
Vatandaşlarımızın yangın bölgelerinde ve yangına hassas orman alanlarında daha dikkatli olması gerekiyor. Uzmanlık gerektiren yangına müdahale çalışmasında devlet görevlilerinden habersiz bir çalışma içine girilmemelidir.
Doğa ile iç içe olmak isterken yangına izin vermeyelim;
Temiz havaya, oksijene her zamankinden fazla ihtiyacımızın olduğu Kovid-19 pandemisi dolayısıyla insanlar açık havaya hasret kaldılar. Yangınların sadece yüzde 11'i yıldırım gibi doğal olaylar, %89’u ise insan faktörü neticesinde çıkmaktadır. Rekreatif ve sosyal ihtiyaçlara saygı duyuyoruz. Orman Genel Müdürlüğü ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, toplumun ihtiyacını gidermek için tabiat alanları, mesire ve piknik yerleri oluşturarak insanımızın hizmetine sunmaktadır. Vatandaşlarımız sosyal ve rekreatif ihtiyaçlarını bu alanlarda gidermeli ve önlerine gelen her yerde ateşli piknik yapmamalıdır.
Bir Orman Yangını gördüğünüzde ALO 177 Orman Yangını ihbar hattını ya da 112 Acil Çağrı Merkezini aramayı unutmayın.
Ülkemize ve Vatandaşlarımıza geçmiş olsun.