Toç Bir-Sen’in çevrimiçi olarak düzenlediği teşkilat buluşmalarına katılan Diyanet İşleri eski Başkanı ve İslâm Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez 'Sanal Ekran Uygarlığında Hayâ ile Hayat Bulmak' konulu sohbetiyle katılımcılara seslendi.
Toç Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk, Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Şube ve İl Başkanları ve Toç Bir-Sen Akademi’nin gençlerinin katılımıyla gerçekleşen programda Görmez; ‘Hayatın temeli hayâdır. Hayâsızlık gerçek bir idrak ölümüdür. İdrak ölümüne maruz kalan insanı yeniden ihya etmenin yolu hayâdan geçer” dedi.
“Bu Uygarlığın En Büyük Hareket Noktası Akıl Değil; Gözdür”
Günümüzde uygarlığın insanlara sayısız faydası olduğunu ancak uygarlığın getirdikleri kadar da götürdükleri olduğunu dile getiren Görmez; “Bu uygarlığın en büyük hareket noktası akıl değil; gözdür. En büyük eylemi, düşünmek değil; bakmaktır. Müşahede etmek değil; seyretmektir. Göz, bu uygarlıkta nazar ve müşahede aracı olmaktan çıkıyor; bir arzu, istek ve şehvet aracına dönüşüyor. Ve maalesef bu da beraberinde, bencilliği getiriyor, doyumsuzluğu getiriyor, duyarsızlığı getiriyor, şiddeti doğuruyor. Bu uygarlıkta, bu sanal ekran uygarlığında insan hem kendisiyle hem ötekiyle hem âlemle ilişkisini hakikat üzerinden değil; suret ve görüntü üzerinden kuruyor. Bu uygarlık, insan hayatında görsel idraki egemen kılıyor. Görsel idrakin egemenliği, aklın idrakini zayıflatıyor, kalbin idrakini bir çeşit ölümle karşı karşıya bırakıyor” dedi.
İnsan idrakinin üçe ayrıldığını belirten Görmez bunların kalbin idraki, hissi idrak ve akli idrak olduğunu söyleyerek; “Kalbi idrak, akli idraki de yanına alarak basiretle, ferasetle, ibretle bir şeyi anlamak ve kavramaktır. Hissi idrakse beş duyu organımızla kavradığımız her şeydir. Görsel idrak dediğimiz şey ise aslında hissî idraklerin yani beş duyumuzun sadece bir çeşididir. Ve sadece surete, sadece şekle, sadece imaja takılıp kalınan bir idrak seviyesidir. Bu nedenle eksik bir idraktir. Seyircinin idrakinde belirleyici olan hakikat değil; suret oluyor. İnsan, gözünün gördüğünden başka bir şey işitmiyor. Kulak, işittiğine değil, gözün gördüğüne tabi oluyor. Görsel idrak bütün bu duyu ve idrakleri âdeta tek başına yönetiyor. Görsel idrakin egemenliği, insanı, bir idrak ölümüne maruz bırakıyor. Bugün insanoğlunun karşı karşıya kaldığı en büyük tehlike, en büyük ölüm, idrak ölümüdür” dedi.
“Hayatın Tezahürü, Her Davranışa Dönüşen Ahlaktır”
Görmez konuşmasında hayâ ile yeniden hayat bulabilmek için her şeyden önce Rabbimizle olan ilişkimizi şehadet misakı üzerine bina etmemiz gerektiğini dile getirerek şunları söyledi: Hayâ ile hayat bulabilmek için ahlakı merkeze alan gerçek bir dindarlık anlayışına ihtiyaç var. Gerçek dindarlıkta Allah’a iman, kuru bir tasdik ve öğrenimle elde edilen bir malumat değildir; büyük bir hâldir, tertemiz bir hayattır. Hayatın tezahürü, her davranışa dönüşen ahlaktır. Gerçek dindarlık, ancak külli bir idrakle hareket eden akıl, kalp ve ruhla barışık bir dindarlıktır. Beden böyle bir barışla gerçek saadete erer, kalp huzur bulur, mutmain olur” dedi.
Programın sonunda İslâm Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez katılımcıların sorularını da yanıtladı.