Toç Bir-Sen; Türkiye'nin dört bir yanındaki ‘Toç Bir-Sen Akademi’nin gençleriyle video konferans yöntemiyle biraraya gelerek her ay bir konu ve konuk ile online olarak devam edecekleri eğitim programlarının ilkini gerçekleştirdi.
Akademinin 1. ve 2. Dönem gençlerinin katıldığı ve düzenli olarak yapılacak olan Toç Bir-Sen Akademi Buluşmalarının bu ayki konuğu Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Selim Cerrah oldu.
'Pandemi Günlerinde Manevi Dünyamıza Bakış' konulu sohbetiyle gençlerle buluşarak, bilgi, birikim ve tecrübelerini paylaşan Cerrah sözlerine, hain terör örgütü PKK’nın inlerini başlarına yıkmak, ülkemize ve milletimize karşı terör saldırılarına son vermek için başlatılan Pençe Kartal operasyonuna katılan güvenlik güçlerimize muvaffakiyetler dileyerek başladı.
“Her Musibet Bir İbreti Gerektirir”
Konuşmasında dünyayı etkisi altına alan salgının tüm insanlık için bir ders, bir ibret olduğunu söyleyen Cerrah, bugünlerin hem iç dünyamızı hem de çevremizi dinlendirme için bir fırsat olduğunu söyledi.
Cerrah; “Cenabı Hak bizleri anlamsız faydasız veya gayesiz işler yapmak için yaratmamıştır. Yaradılışımızın bir anlamı var, bir gayesi var, bir hedefi var. O anlama uygun yaşamak gerekiyor, o gayeye dönük çalışmak gerekiyor. O hedefe ulaşabilmek için mücadele etmek gerekiyor. Burada meseleye baktığımız zaman hiçbir şeyi sebepsiz görmememiz lazım. İşte insanlık bugün virüsle imtihan oluyor. Bu virüs üremiş de olabilir, üretilmiş de olabilir, her ikisi de mümkün. Onu bilmiyoruz, ama bu virüsün bu şekilde insanları imtihan etmesi Cenabı Hakk'ın insanlığa musibetidir. Musibet illa kötü bir şey demek değildir. Cenabı Hakk’ın insanlığa ibret almak için gönderdiği bir ayettir, bir işarettir. Dolayısıyla buradan ibret almamız lazım. Eğer yeryüzünde kötülük olmasa yaradılışın anlamı da olmaz, iyilik de olacak kötülük de. Bizlere düşen görev iyi insanları ve iyiliği çoğaltmaktır. Ve tabii ki bu günleri iyi okumaktır.
Dünya hesap ve ceza yeri değildir. Dünya imtihandır, biz de imtihan oluyoruz. Bu imtihanı kaybetmememiz lazım, kaybetmemek için de ibret almamız lazım. Kıymet ölçülerimizi doğru yere koymamız lazım, tutmamız lazım. Allah'ın bak dediği yerden mi bakacağız şeytanın gör dediği yerden mi göreceğiz. Eğer meseleyi Allah'ın bak dediği yerden bakarsak bunun geçmişteki kendi hatalarımıza odaklanmamız gereken bir imtihan olduğunu, bir musibet olduğunu görürüz” dedi.
“Hayatımızı Tahrip Eden Bu Boşlukları Güzelliklerle Doldurmalıyız”
Cerrah bu sürecin, insanların yeni bir anlam arayışına girerek bu anlamı üretebilecek kabiliyet ve kapasiteyi tespit etmemize imkan hazırlaması temennisinde bulunduğu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dünyaya bir kere geliyoruz iki kere değil. İnsanın içinde bazı boşluklar vardır, bazı alimler üç, bazı alimler de dört boşluk olduğunu söylemişlerdir. Bunlar; boş vakit, boş zihin, boş gönül bir de boş midedir. Mideyi her şeyden önce helal lokma ile doldurmak gerekiyor. İkincisi aklı doğru, güzel ve faydalı bilgiyle doldurmak gerekiyor. Kalp gönüldür. Gönlü fani şeylerle değil asıl sevilmesi gereken şeylerle doldurmalıyız. Ve boş vakit; aldığımız hiçbir nefesi geri getirme şansımız yok. O nefesi geriye getirecek imkâna ve kudrete sahip değiliz. O nedenle hayatımızı tahrip eden bu boşlukları güzelliklerle doldurmak gerekiyor. Yani şu anda evlerimize çekildik ve vaktimiz bol, okumak, hayata güzel şeyler katmak, eksiklerimizi gidermek gerekiyor” dedi.
Cerrah sohbetin ardından gençlerin hem sorularını yanıtladı hem de onların konuya ilişkin görüşlerini dinledi.