Haberler

Toç Bir-Sen 5. Bölge Toplantısı Eğitim Programı Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde gerçekleştiriliyor.

Toç Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk, 21 Şube ve İl Başkanı, Yönetim Kurulu üyeleri ve İşyeri temsilcilerinin katıldığı toplantının açılışında 350’yi aşkın teşkilat mensubunun hınca hınç doldurduğu kalabalığa seslendi.

“Sendikal Görevlerimizle Huzur ve Refahın Temin Edilmesinde de Önemli Katkılar Sağlıyoruz”

Konuşmasında; sendikal mücadelede yer almanın, örgütlenmenin, mücadeleye katılmanın sadece çalışma hayatı için değil toplumsal hayat için de önemli olduğunu vurgulayan Öztürk “Sendikalarda ifa ettiğimiz görevlerle toplum hayatının şekillenmesinde, huzur ve refahın temin edilmesinde de önemli katkılar sağlıyoruz.

Bu görevleri yerine getirirken sadece bizden talep edilenin sınırları içinde kalmak temsil edilen grubun yararına bir faaliyet değildir. İnsan fıtratının maddi yönden tatmin edilemeyen yapısı, popüler kültür içinde önemli toplumsal yozlaşma ve talepleri gündeme getirebilmektedir.

Bu taleplerin değer süzgecinden geçirilmeksizin savunulması talepte bulunanlara dahi; bir mutluluk getirmeyeceği gibi, sendikaları da değerlerden yoksun iletim kurumlarına dönüştürecektir” dedi.

Genel Başkan Öztürk, emeğin konusunun “insan” olması hasebiyle bu mücadelenin aynı zamanda ahlaki bir alan üzerinden yürütülmesi gerektiğinin de altını çizdiği konuşmasında şunları söyledi; “İnsanı sadece daha fazla gelir elde etme amacıyla motive olan bir unsur olarak tanımlamak, onun duygu ve anlam dünyasını yok saymaktır. Ailesi, sosyal çevresi, toplumsal statüsü ve iş ile olan duygu bağını görmezlikten gelmektir. Güvenlik, değer görme, takdir edilme ve paylaşma gibi birçok duyguyu piyasalaştırarak fiyatlama çabası içine girmek demektir. Doğruluk, ahlak, ihlas ve samimiyet gibi hayatımıza anlam katan birçok değeri yok saymak demektir. Bunlar olmaksızın yürünecek yolun, hayatına bir gaye edinmiş insanları bir yere götürmeyeceği de açıktır. Tüm bu gerçekler sahip olduğumuz arzu ve isteklerin bir kontrol sürecine tabii tutulmadığında yaşanacak düzensizliği gözler önüne sermektedir. Bu kontrol sürecinin ana unsurları da hiç şüphesiz sahip olduğumuz değerlerimizdir. Başta kendimiz olmak üzere bulunduğumuz çevreyi, roller üstlendiğimiz yapıları, kendimiz dışında olanların da sorumluluğunu üstlenerek dönüştürmekle görevli olduğumuzu unutmamalıyız.”

“Ülkemiz ve Milletimiz İçin Daha Çok Çalışmaya, Ter Akıtmaya, Devletimizin Yanında Olmaya Devam Edeceğiz”

Genel Başkan Öztürk konuşmasında, Türkiye’nin ekonomi üzerinden yıpratılmak istenmesini de sert sözlerle eleştirdi. “Aziz milletin iradesi onların oluşturmaya çalıştığı panik havasını da, onların ahlaksız tuzaklarını da karanlığa gömmeye daima muktedirdir” diyen Öztürk şöyle konuştu:

“Hepinizin malumu ülke olarak, millet olarak zorlu bir dönemden geçiyoruz.

Birliğimize, beraberliğimize, ülkemizin istikbaline ve istiklaline kastedenler, dün tankla, tüfekle, hain tuzaklarıyla başaramadıklarını bugün kur, faiz, fiyat artışları hesabıyla sosyal medya üzerinden yapmaya kalkışıyorlar.

Tam da Rahmetli Erbakan Hoca’nın; “Siz sanıyor musunuz ki Türkiye’ye tankla, tüfekle, uçakla saldıracaklar. Buna hiçbir ülkenin cesareti yetmez. Onlar bu ülkeyi terörle bertaraf etmeye çalışıyorlar. Bunu da başaramayacaklarını anladıklarında bir sonraki adımları ekonomik saldırılar olacaktır” dediği gibi…

Biz bu kirli, kokuşmuş zihniyeti de tuzaklarını da; önce ağaç diyerek milletin camını, çerçevesini indiren, esnafın ekmek kapısını yağmalayan çapulcuların Gezi protestolarından, 15 Temmuz’da vatanımıza, milletimize göz diken, tasmalı hainlerin, alçakların ve vatansızların kalkışmasından tanıyoruz, biliyoruz. Bu haçlı artığı akbabaların derdi; ne ağaç, ne tabiat, ne vatan, ne millet ne de bu milletin refahıdır. Bu çok ayaklı çetenin tek derdi Hakka aşık, kökleriyle barışık, ecdadın izinde olan bu milletin bekasıdır. Umutlarını boyunlarındaki iplerini tutan dış güçlere bağlayan zavallılar unutmasınlar ki, bu aziz milletin iradesi onların oluşturmaya çalıştığı panik havasını da, onların ahlaksız tuzaklarını da karanlığa gömmeye daima muktedirdir.

Bizim Memur-Sen ve Toç Bir-Sen olarak duruşumuz da tavrımız da nettir;

Hedeflerimizden asla taviz vermeyecek, hep birlikte engelleri aşacak, tuzakları bozacak, Ülkemiz ve Milletimiz için daha çok çalışmaya, ter akıtmaya, Devletimizin yanında olmaya devam edeceğiz.

Daha büyük, daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye ideali için üzerimize düşeni fazlasıyla yapacak, durmayacak, yılmayacak, yorulmayacak milli mücadeleye omuz vereceğiz. Kışkırtmalara, milleti birbirine düşürmek isteyen hainlere fırsat vermeyecek, uyanık olacak, dünden daha çok kenetleneceğiz. Bu bizim en büyük sorumluluklarımızdan biridir.”

“Mücadelemize Azim ve Kararlılıkla Mesuliyet Bilinciyle Devam Edeceğiz”

Toplantıda 6. Dönem Toplu Sözleşmesi ile ilgili de konuşan Genel Başkan Öztürk, “2022-2023 yıllarını kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşme Dönemini hamdolsun ki başarılı bir şekilde tamamladık. Bu Toplu Sözleşme sürecinde de Toç Bir-Sen olarak tüm Şube ve İl Başkanlarımızla yaptığımız istişareler ve sahadaki çalışmalarımız sonrasında Toplu Sözleşme Tekliflerimizi oluşturduk. Sonrasında masada her bir üyemizin sorumluluğuyla haklı taleplerimizin kazanıma dönüşmesinin mücadelesini yürüttük. Bu mücadele ile alın terinin ve emeğin karşılığını alma, hakça paylaşma noktasında da Hizmet Kolumuzdaki kamu çalışanlarımızın taleplerini kazanıma dönüştürdük, sorunlarının birçoğunu çözüme kavuşturduk” dedi. Öztürk Memur-Sen olarak toplu sözleşme hakkını kamu sendikacılığına kazandırdıkları, kamuda başörtüsü zulmünü sonlandırdıkları gibi, 3600 ek gösterge ve sözleşmeli istihdamı da Memur-Sen olarak 2022 yılı içerisinde kazanıma dönüştüreceklerine vurgu yaptı.

Teşkilat olarak zaferin rehavetine kapılmadan mücadeleye devam edeceklerini belirten Öztürk; “Bizi biz kılan değerlerden asla ödün vermeden, yola çıkarken edindiğimiz düsturları çiğnemeden, mücadelemize azim ve kararlılıkla mesuliyet bilinciyle devam edeceğimize ve emanete sahip çıkmaya olan sözümüzü huzurlarınızda bir kez daha tekrarlıyoruz. Çünkü; “Emek insanın varoluşsal eylemidir, emeğe değer vermek insan onuruna saygı duymanın mutlak gereğidir"

Onun içindir ki; Teşkilatımızın güçlü olması için önce kendimiz güçlü olacağız. Bizler, ideali olan, sevdası olan, hedefi olan, başkasıyla değil, kendisiyle yarışan bir teşkilatız. Hep birlikte planlı, programlı ve disiplinli bir şekilde çalışacağız. Temel dinamiklerimizden birisi de “ben” değil, “biz” olacak, “tek” değil “birlikte” olacağız. Hedeflerimize doğru yürürken asla gevşemeyeceğiz. Yürüdüğümüz yolda asla ümitsizliğe düşmeyeceğiz.