Memur-Sen Konfederasyonu tarafından her yıl, Anadolu’nun çeşitli meydanlarında ve illerinde coşku ile kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı, bu yıl virüs salgını nedeniyle uluslararası online olarak kutlandı. Emeğin ve adil bölüşümün güçlü çağrısının bu yıl da dile getirildiği uluslararası konferansla 7 kıtadan emek hareketleri bir araya geldi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın konuşmasından sonra Uluslararası Online olarak gerçekleştirilen “Pandemi Sürecinde Emek Dünyası, Pandemi Sonrasında Çalışma Hayatı” konferansı 7 kıtadan birçok emek örgütü temsilcisinin katılımıyla yapıldı.
“Pandemi Sürecinde Emek Dünyası, Pandemi Sonrasında Çalışma Hayatı” temasıyla gerçekleştirilen programda, “Pandemi Sürecini Emekle Aşmak: Ön Cephede Çalışanlar” , “Krizleri Emeği Merkeze Koyarak Nasıl Aşarız?” , “Propagandalar ve Gerçekler: Pandemi Sonrası Sendikaları Neler Bekliyor?” , “Pandemi Sonrası Sosyal Diyaloğun Yeniden ve Daha Güçlü İnşası” , “Daha Adil Bir Dünyaya Giden Yolda Sendikalara Düşen Görevler” başlıklarıyla sunumlar gerçekleştirildi.
Özcan: Hükümetleri Salgına Karşı İşbirliğine Davet Ediyoruz
“Pandemi Sürecinde Emek Dünyası, Pandemi Sonrasında Çalışma Hayatı” konulu oturuma moderatörlük yapan ILO Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan, yaptığı konuşmada, “Bu zor zamanlarda sosyal diyaloğun önemini yeterince vurgulamalıyız. Hükümetleri, salgına uygun cevaplar için sosyal ortaklarla işbirliği içinde çalışmaya çağırıyoruz. Deneyimler bize kriz zamanlarında işçi ve işveren örgütleriyle sosyal diyaloğun daha iyi sonuçlar ve çözümler getirdiğini göstermektedir” ifadelerini kullandı.
Maita: Sosyal Ortaklarımızdan İş Güvenliği ve Sağlığın Tüm Yönlerinin Sağlanması İçin Ortak Bir Çalışma Bekliyoruz
“Pandemi Sürecini Emekle Aşmak: Ön Cephede Çalışanlar” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Ürdün Göçmen İşçiler Direktörü (ATUC) Mr. Mohammad Al Maita, pandemi sürecinde ön cephe çalışanlarının ciddi bir stresle karşı karşıya olduklarını ifade etti.
Maita, “Bu çalışanların çoğu zaman hastaları veya arkadaşları virüse yenik düştüklerinde yaşadıkları kayıp, hissettikleri üzüntüler unutuluyor. Ama gerçek şu ki onların da bir aileleri var ve bu yüzden virüsün en çok sevdikleri kişilere ulaşmasından da korkuyorlar. Bu işçiler, salgın hastalığın yayılmasının olumsuz sonuçlarını azaltmanın yanı sıra, iş sürekliliğini ve ekonomik durumun istikrarını düzenleyen tıbbi savunma veya ekonomik istikrar, sağlık koşullarını ve sosyal yapıyı koruyacak ekonomik yönü açısından da salgının karşısında önemli bir rol oynuyorlar. Bu nedenle, sendikalar olarak, ister hükümet ister işveren olsun, sosyal ortaklarımızdan iş güvenliği ve sağlığının tüm yönlerini sağlamak ve bu işçilerin sosyal koruma katlarını sağlamak ve geliştirmek için birlikte çalışmalarını bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Padua: Kapitalizmin Kendisini ve Hatta Küreselleşmeyi Sorguluyoruz
Programda Brezilya UGT Yönetim Kurulu Üyesi ve Gençlik Komisyonu Başkanı Luiz Gustavo Padua, “Krizleri, Emeği Merkeze Koyarak Nasıl Aşarız?” başlığıyla bir sunum gerçekleştirdi.
Padua şu şekilde konuştu: “Çoğu zaman dünyanın eskisi gibi olmayacağını duyuyoruz. Aynı zamanda bu krizin ekonomik etkilerin de uzun yıllar süreceğini duyuyoruz. Son yıllarda azaltılmış veya yok edilmiş sosyal koruma sistemlerini yeniden inşa etmenin ne kadar zor olduğunu ve bu gibi zamanlarda ne kadar ihtiyaç duyulduğunu görüyoruz. Sağlık, işin devamı ve iş desteği için kamu politikalarının ne kadar önemli olduğunu duyuyoruz. Verimlilik ve düşük maliyete dayalı olarak mevcut geliştirme modelini sorgulayan insanları da dinliyoruz. Kapitalizmin kendisini ve hatta küreselleşmeyi sorguluyor, pandemi sırasında binlerce kişinin ölümlerinden ve kaosdan sorumlu olup olmadığını ve/veya nasıl sorumlu olduğunu hep birlikte merak ediyoruz.”
Arezki: Emek Cephesi Salgının Zararlarına Karşı Direniş Cephesi Oluşturmalı
“Propagandalar ve Gerçekler: Pandemi Sonrası Sendikaları Neler Bekliyor?” başlığında konuşan Gana Afrika Sendikaları Birliği Örgütü (OATUU) Genel Sekreteri Mezhoud Arezki ise yaptığı konuşmada, koronavirüs salgınından sonra işçiler için zorlu bir dönüme gireceğini ifade ederek, “Bu nedenle, işçi sendikalarının bu krizin zararlı sonuçlarıyla başa çıkabilecek bir tepki ve direniş cephesi oluşturmak amacıyla uyanıklıklarını iki katına çıkarmaları ve dayanışmalarını güçlendirmeleri şiddetle tavsiye edilmektedir. İşçi sendikaları iki dönemli bir strateji oluşturmalıdır. Kısa vadeli stratejide sendikalar bu pandemiyle mücadele etkin rol almalılar aynı zamanda işçilerin sağlığına ve hastanelerde tedaviye kolayca ulaşması lazım. İşçilerin geleceğini taahhüt eden önlemleri her düzeyde müzakere etmeli. Covid-19 mağdurlarına gelir sağlamak için çözüm yolları üretmeli. Tüm bunları yaparken sosyal diyaloğa etkin bir şekilde başvurulmalı” ifadelerini kullandı.
Mansor: Hükümetler ve İşverenler, Pandeminin Etkilerini Hafifletmeye ve İşçiler İçin Esnek Bir Sistem Oluşturmak İçin Çalışmalılar
Oturumun son sunumunu ise Malezya Asya Sendikaları Konseyi Genel Başkanı Abdul Halim Mansor gerçekleştirdi. “Daha Adil Bir Dünyaya Giden Yolda Sendikalara Düşen Görevler” başlığıyla gerçekleştirdiği sunumunda Mansor, “Hükümetler, işverenler ve sendikalar, şimdiki gibi krizlerin insan hakları üzerindeki etkilerine karşı hazırlıksızdı. Hükümetler ve işverenler bir pandemi veya ekonomik krizin etkilerini hafifletmeye ve gelecekte işçiler için daha esnek bir sistem oluşturmak için çalışmalıdır” diye konuştu.