Filistin, 21. yüzyılda tüm dünyanın gözleri önünde, insanlık tarihinin en vahşi soykırımlarından biriyle karşı karşıya. Filistin toprakları fosfor bombalarıyla hunharca bombalanıyor, Gazze sokakları kan gölüne çevriliyor. İşgalci, katil terör örgütü israil; kundaktaki bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden katlediyor, Filistin’deki sistematik işgale devam ediyor.
Binlerce masumun vahşice şehit edildiği, binlerce şehit Filistinli’nin ise hala enkaz altında olduğu Gazze’de, insanlık can çekişiyor. Gazze'de anne ve babalar, öldüklerinde kimin çocuğu olduğu anlaşılsın diye evlatlarının kollarına isimlerini yazıyor.
Gazze’de bugün yaşananlar, yalnızca günümüzün değil, insanlık tarihinin en utanç verici, kara bir lekesidir.
Gazze’de ölenler, sadece bebekler, çocuklar, masumlar, mazlumlar değil, insanlığın ta kendisidir.
Müslümanların ve insanlığın kutsal mabedi, ilk kıblemiz, miracımız Mescid-i Aksa bu ahlaksız zulme şahitlik ediyor. Kudüs; terörist israil’in kirli ayakları altında eziliyor. 360 kilometrekareye sıkıştırılan Gazze abluka altında ve göçe zorlanıyor.
1940'lı yıllardan bugüne, hep kandan beslenen siyonist israil’in, 16 yıldır uluslararası hukuku hiçe sayarak ablukaya aldığı, dünyanın en büyük açık hava hapishanesine çevirdiği Gazze’de kundaktaki bebekler, çocuklar, kadınlar ve yaşlılar başta olmak üzere milyonlarca insan temel gıda, su, ilaç tıbbi gereçler, akaryakıt ve enerji kaynaklarına erişemiyor. Bu drama seyirci kalan, ses çıkarmayan herkes de bu soykırıma ortak oluyor. Birleşmiş Milletlerin akut insani acil durumlar için günde en az 15 litre su gerekli olduğunu açıklamasına rağmen bugün Gazze’de temiz suya erişim neredeyse imkansız. 7 Ekim’de israil’in havadan, karadan ve denizden saldırı başlatarak, 2 milyondan fazla insanı kuşatma altına aldığı Gazze’de, bugün bir soykırım yaşanıyor.
Terör örgütü israil, sadece kurşunlarla, bombalarla değil masum insanları açlık ve yoklukla da öldürüyor, vahşice katliam yapıyor, her türlü insani yardımı engelliyor. Gazze’yi tamamen insansız hale getirmeyi ve ele geçirmeyi hedefleyen İsrail; hastaneleri, okulları, fırınları, ibadethaneleri ve sivil yerleşim yerlerini bombalıyor. Bölgede akan kanın durması, Filistin’den yükselen çığlığın / feryadın susması için ise ateşkes çağrısı yapılmıyor, kamuoyu yanlış bilgilendiriliyor. BM mesele Gazze olunca vahşete kör, sağır ve dilsiz kalıyor, insanlık dışı bu katliamı cılız açıklamalarla geçiştiriyor.
Unutmayalım ki tarih; insanlığın, insanlık onurunun ve insan haklarının ayaklar altına alındığı, çiğnendiği bu günleri de, bu vahşete sağır ve dilsiz kalanları da kara bir leke olarak yazacaktır.
Katil israil'i ve onu besleyen küresel sermayeyi boykot etmeye devam edilmelidir.
Filistinlilerin ellerinden zorla alınan, çalınan topraklarda üretilen malları ithal etmeyelim, marketlerdeki rafları dolduran ürünleri lütfen almayalım. Çiftçimizin, üreticimizin mahsullerini kandan beslenen katillere göndermeyelim. Elleri, Filistinli kardeşlerimizin kanına bulanmış olan katillerin mallarını lütfen kullanmayalım. Katil israil’e açıkça destek veren firmalara, lütfen güçlü ve devamlı bir boykot uygulayalım.
Filistin halkının özgürlüğü için bu boykotun yapılması ve devam ettirilmesi hepimizin vicdani ve insani görevidir. İşgalci ve katil israil’in bizlere sattıkları her üründen kazandıkları her bir kuruş, Gazzeli mazlumların başlarına kurşun olarak, bomba olarak yağıyor. Unutmayalım ki; ekonominin en önemli güç olduğu günümüzde, İsrail’in soykırımına ve yayılmacı politikalarına en büyük darbe; ambargo ve boykot ile olacaktır.
Kahrolsun İsrail
Kahrolsun israili Destekleyen Emperyal Güçler
Yaşasın Adalet
Yaşasın İnsanlık
Yaşasın Özgür Filistin